Çok tatlıydı. kucağıma oturur ve gün boyu mırlardı. | Open Subtitles | كانت تجلس على حضني وكانت تقرقر طوال اليوم |
Hayır, önce senin sandalyendeydim, ama kucağıma oturdun, hatırladın mı? | Open Subtitles | ؟ لا, كنت أولا على كرسيك ثم جلست على حضني, أتذكر؟ |
Tiyatroya en son gittiğimde kedi gibi giyinmiş bir adam kucağıma oturmuştu. | Open Subtitles | آخر مرة ذهبت فيها إلى مسرحية قام بالجلوس على حضني رجل يرتدي زي قطة |
Çocuğunu kucağıma oturtmak istiyorsan Applebee's'e gelirsiniz. | Open Subtitles | تريد ان يجلس طفلك على حضني قابلني في البار في ابل بيز |
Madem öyle neden sen benim kucağıma oturmuyorsun? | Open Subtitles | لما لا تأتي و تجلس على حضني عوضا عن ذلك؟ |
Tam da o an, kadın iki kez etrafında dönüp sendeledi ve kucağıma düşüverdi. | Open Subtitles | وفي تلك اللحظة, دارت تلك المراءة مرتان, وتأرجحت, وجلست على حضني. |
10 dolara kucağıma bile oturabilirsin. | Open Subtitles | مقابل 10 دولارات يمكنكِ الجلوس على حضني أيضاً |
Kim kucağıma oturmak istiyor? Sen Noel'de ne istersin? | Open Subtitles | من مستعد للجلوس على حضني ؟ وماذا تحب أن يأتيك بالكرسماس ؟ |
Şarabımı içerken kucağıma bir Huskarl'ın oturmasını istiyorum. | Open Subtitles | الحصول على فارس مغوار يجلس على حضني وانا اشرب |
Gel kucağıma otur, ben Orlando,nun o bokları yeneceğini hissediyorum. | Open Subtitles | تعالي واجلسي على حضني لأعزيك فيما تشاهدين " أورلاندو " تركل مؤخرته |
Gel bakayım kucağıma. | Open Subtitles | اه ، اقفزي على حضني يا صغيرة *يتقمص لهجة ثالثة* |
Ve eğer oturursam seni de kucağıma alırım. | Open Subtitles | وإذا ذهبت سأخذك معي لتجلسي على حضني |
kucağıma oturabilir. | Open Subtitles | سوف تجلس على حضني |
Bir şeyler kucağıma düşüverdi diyelim. | Open Subtitles | سقط شيئ ما على حضني فجأة |
kucağıma bir erik düşüyor. | Open Subtitles | سقطت برقوقة على حضني. |
Gel. kucağıma otur. | Open Subtitles | تعاليّ إجلسي على حضني... |