"على دراية" - Translation from Arabic to Turkish

• aşina
• farkındayım
• haberdar
• bilir
• haberi
• bilgili
• biliyoruz
• biliyorlar
• bilmiyordum
• haberiniz var
• farkında
• bilen
• biliyorsundur
• tanıdık
• biliyordun

Buradaki herkesin, benim resimlerime aşina olduklarını zannetmiyorum.
أنا لست متأكد بأن كل شخص هنا على دراية بصوري.

aşina olmayanlarınız için Özel Olimpiyatlar, zihinsel engelli sporcular içindir.
لأولئك الذين ليسوا على دراية بالأمر، الألعاب الأولمبية الخاصة موجهة للرياضيين ذوي الإعاقة الذهنية.

İlginin ne denli yoldan çıkarıcı bir güç olduğunun farkındayım.
كنت على دراية كاملة بقوة الشهرة وتجنبتها بكل ما تكلفه،

Yani kilisenin bu durumun varlığından... haberdar olduğunu mu düşünüyorsunuz?
فإنك إذاً تؤمن بالكنيسة. هل أنت على دراية بمدى هذه..

Tony Korsika'lıdır. Akdenizi çok iyi bilir.
تونى كورسيكى، إنه على دراية بالبحر المتوسط جيداً.

Şimdi, 2016 yılında meydana gelen hackleme ve sızdırma olayına aşina olacaksınız.
الآن، ستكون على دراية بالقرصنة والتسريبات التي حدثت في عام 2016.

Bu kavramlara aşina olmak çaresiz olmadığımız anlamına gelir.
وكوننا على دراية بهذه المفاهيم يعني أننا لسنا معدومي الحيلة.

Çocuklarımıza hislerini nasıl ifade edeceğini öğretmeliyiz ki onlara aşina olabilsinler.
نحن بحاجة إلى تعليم أطفالنا كيف يعبروا بوضوح عن احاسيسهم بحيث يصبحوا على دراية بها.

30'u artık aşina olduğun bir sembolle işaretlenmiş.
يوم 30 عليه علامة أنتِ على دراية بها الآن.

Ben başka bir alemde ve zamanda olduğumuzun gayet net farkındayım.
إنّي على دراية تامّة بأنّنا في عالم ذي بعد زمنيّ مختلف.

Bir ekonomist olarak tabii ki gelişmenin, ticarete açılmanın gelişmekte olan ülkeler için çok iyi olduğunun farkındayım.
لذا من الواضح أنني كخبيرة إقتصادية على دراية عميقة بحقيقة أن التنمية و الإنفتاح التجاري هو أمرٌ جيد للدول النامية

Bugünden itibaren oğlumun attığı her adımdan haberdar olmak istiyorum...
من اليوم فصاعدا أود أن أظل على دراية تامة بكل حركات ابني

Herkes bu civarda ne olup bittiğini bilir.
كل شخص هنا على دراية تامة بما يحدث في هذا الحي , انت تعلم

Hepimizin Başkan'ın önceki eşiyle alakalı soruşturmalardan ve suçlamalardan haberi var.
كلنا على دراية بالإدعائات والإتهامات التى تحيط بزوجته السابقة

İnancınızın eğitimini görmüş ya da ritüelleriniz hakkında bilgili bir adam.
الآن، إنه رجل مُتعلِم لعقيدتك أو على الأقل على دراية بطقوسها

Seni lime lime ederken aynı zamanda da tırnaklarımı törpüleyebileceğimi ikimiz de biliyoruz.
كلانا على دراية بقدرتي على تقطيعكَ أشلاءً. و أنّ أزيّن أظافري بنفس الوقت.

Bu pislikler bölgeyi hepimizden daha iyi biliyorlar.
هؤلاء الأوغاد على دراية بالمنطقة أفضل منا جميعا

Jackie'nin eserlerini bu kadar yakından tanıdığını bilmiyordum.
لم ل لا يدركون كنت على دراية بذلك مع عمل جاكي.

Hastalığımdan haberiniz var. Ama bu konuyu kimseye açmam.
إنك على دراية بمرضي لكني لا أناقشه مع أحد البتة

Kocanız bu ikincil malikanenizi böylesine klasik bir amaç için kullandığınızın farkında mı?
هل كان زوجك على دراية بأنك كنت تضعين مسكنك المؤقت لاستخدام نموذجي هكذا؟

Bu ise en iyi psikiyatrist tarafından yazılmış olmalıydı, bir kürsü arkasındaki küçücük bir figürü bilen.
لا ان كاتب هذا التعليق أفضل طبيب نفسي على الإطلاق يكون على دراية بهذا الأمر الدقيق لشخص خلف المنبر.

Hepimizin iyiliği için umarım ne yaptığını biliyorsundur. Aramıza hoş geldin.
أتمنى من أجل صالح الجميع أنّ تكون على دراية بماهية ما تفعل.

Bir sonraki muazzam çağ ise, hepinizin tanıdık olduğu, muazzam bilgi devrimi.
المرحلة المقبلة العظيمة ، التي جميعكم على دراية بها ثورة المعلومات الهائلة.

Benimle ilgili olduğunu biliyordun! Her zaman biliyordun!
كنتِ على دراية بما تفعلينه معي, كنتِ دائماً على علم في ذلك