| Çok hoş olacak. Filkins'i dövdüğünü görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | حسنا, سيكون الأمر ممتعا لا أستطيع أن أصبر على رؤيتك تضربه |
| Gelecek hafta seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار على رؤيتك الاسبوع المقبل. |
| Frasier, güvenlik aradı.Bir kadın seni görmek için ısrar ediyormuş. Onları atlatıp yukarı çıkıyormuş. | Open Subtitles | فريزر " هناك إمرأة من الأمن تصر على رؤيتك " لقد تخطتهم تواً |
| Seni görmek için sabırsızlanıyorum kardeşim. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على رؤيتك يا أخي. |
| Epeydir görüşmedik! | Open Subtitles | مرحباً، لقد مضى وقت طويل على رؤيتك |
| Uzun zamandır görüşmedik, Rick. Olay ne? | Open Subtitles | (ـ لقد مضى وقت طويل على رؤيتك يا (ريك ـ أجل |
| Eminim seni görmek için can atıyordur. | Open Subtitles | أنا متأكدة من انها متلهفة على رؤيتك |
| Biraz önce ayrıldığını ona söyledim ama bu sefer de sizi görmek için ısrar etti. | Open Subtitles | إلا إنه يصر الآن على رؤيتك |
| - Bir adam seni görmek için ısrar ediyor. | Open Subtitles | صديق لكِ يصر على رؤيتك |
| Arkadaşın burda ve seni görmek için ısrar ediyor.. | Open Subtitles | صديقك يصرّ على رؤيتك |
| - ...seni görmek için ısrar etti. | Open Subtitles | أصر على رؤيتك انا ؟ |
| Seni yeniden görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ولا أطيق صبرا على رؤيتك مجددا |
| Gelecek hafta seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار على رؤيتك. |