| Bir gezegenin yüzeyinde sıvı halde su olması için 3 şey önemlidir: | TED | هنالك ثلاثة عوامل ضرورية كي يوجد الماء السائل على سطح كوكب ما. |
| Neyse ki okyanusun yüzeyinde, diğer mercanlardan gelen yumurta ve spermler karşılaşır. | TED | على أمل، أنه على سطح المحيط سيلتقي البيض مع نطف مرجان آخر. |
| İlk önce dünya yüzeyine düşen ultraviyole radyasyon ilişkisine bakalım. | TED | لننظر بدايةً في العلاقة للأشعة فوق البنفسجية على سطح الأرض. |
| Sinek yoksa böcek de olur. güvertede olacağım. | Open Subtitles | اذا لم تتمكن من صيد ذبابات ، سأرضى بصرصور ، أراك على سطح السفينة |
| Tanıkların yerleştirildiği bir otelin çatısına korkuluk gibi asılması ise bir uyarı. | Open Subtitles | حرفيا نعم, علق هنا كالفزاعة على سطح الفندق الذي يستخدم كمنزل للشهود |
| Sadece, abartmadan söylüyorum, Mars'a yüzeyindeki demir oksiti emip yerine oksijen püskürtecek küçük nükleer fabrikalar göndermelisiniz. | TED | كل ما علينا فقط ، حرفيا ، إرسال مفاعلات نووية هناك تمتص أكسيد الحديد على سطح المريخ وتقذف به على شكل أوكسجين. |
| ERVIS, okyanus yüzeyindeki atığı emen ve temizleyen akıllı bir gemi. | TED | إيرفيس هي سفينة ذكية تمتص المخلفات من على سطح المحيط وتنظفه. |
| Dünyanın yüzeyinde olup biten birçok heyecan verici şey var. | TED | فهناك العديد من الأشياء المثيرة التي تحدثُ على سطح الأرض. |
| Bu lifler hayatlarına pamuk çiçeğinin derinliklerinde, yani tohumun yüzeyinde başlıyorlar. | TED | تبدأ هذه الألياف بالنمو عميقًا داخل زهرة القطن، على سطح بذرة. |
| Kötü DNA etkilediği hücrelerin yüzeyinde bir tür protein oluşturur. | Open Subtitles | الحمض النووي السئ يصنع بروتين نادر على سطح الخلايا المتضررة |
| Kötü DNA etkilediği hücrelerin yüzeyinde bir tür protein oluşturur. | Open Subtitles | الحمض النووي السئ يصنع بروتين نادر على سطح الخلايا المتضررة |
| Bu şekli yapma ihtimali olan tek şey, yılın on ayında, ...saatte 480 km hızla Mars yüzeyine çarpan, güneş fırtınalarıdır. | Open Subtitles | النحاتون الوحيد لهذا العمل هم الرياح الشمسية التي تهب على سطح المريخ بسرعة 300 ميل بالساعة و لمدة 10 أشهر بالسنة |
| Yani Güneşten dünya yüzeyine düşen enerji miktarı ne kadardır? | Open Subtitles | لذلك كم الطاقة التي تقع على سطح الأرض من الشمس؟ |
| Durun biraz. Bize güvertede ne yapacaksınız? | Open Subtitles | إنتظر لحظة ماذا ستفعل بنا على سطح السفينة ؟ |
| onu görevlendirmişler ve o sadece çatısına güneş panelleri koymuş, | TED | كانت قد ركبت للتو ألواح شمسية على سطح بيتها ولم تدرك الطلب. |
| Mars'a ayak basabilirsiniz, ve zırhlı kaleler inşa edebilirsiniz, ya da canlıları ve türlerini öğrenmek ve saygı duymak için arayabilirsiniz. | TED | يمكنك أن تهبط على سطح المريخ وتبني القلاع المسلحة، أو يمكنك البحث عن أشكال وأنواع من الحياة للتعلم منها وتعظيمها. |
| Su, sıvı hâlde kalabilmek için hem sıcaklığa hem de basınca ihtiyaç duyduğu için Mars yüzeyindeki su, istikrarını yitirdi. | Open Subtitles | وبما أن الماء يحتاج لكل من الضغط والدفء ليبقى على شكل سائل فإن المياه لم تعد مستقرة على سطح المريخ |
| Evet ama son iki yıldır beklenenin üstüne çıkamadı. | Open Subtitles | أجل لكنها كانت تطفوا على سطح حوض في آخر عامين |
| Filodaki her gemide yüzeye gitmeyi isteyen, bunun için yalvaran insanlar var. | Open Subtitles | كل سفينة بالأسطول فيها ناس يقدمون مطالب كثيرة ليهبطوا على سطح الأرض |
| Plastikten yapılmış bir vücudu var ve suyun üzerinde oturuyor. | TED | لديه جسد، جسدها مصنوع من البلاستيك، ويمكث على سطح الماء. |
| Ve Sydney Barringer 9.kattaki Çatıdan atlar. | Open Subtitles | سيدني بارينجر يقفز من على سطح الطابق التاسع |
| Aynı adam, aynı sarhoş noel baba, yani binanın çatısında konuştuğum adam. | Open Subtitles | نفس الشخص، بابا نويل السكران الشخص الذي تكلمت معه على سطح المبنى |
| Neden ben sokaktayım da sen çatıda kıçının üstünde oturuyorsun? | Open Subtitles | لما أنا في الشارع وأنت جالس بإسترخاء على سطح ما؟ |
| Ay yüzeyinden bakıldığında, tepelerinde yavaşça dönen Dünya'ya bakan uzay gezginlerini ve Ay'a bir yolculuğu düşledi. | Open Subtitles | لقد تخيل رحلة إلى القمر مع المسافرين فى الفضاء وأن يقف على سطح القمر ليشاهد الدوران البطئ |
| Kızgın damdaki kedi gibi sakinleşemiyorum resmen. Daha önce hiç böyle olmamıştı. | Open Subtitles | إنني أرتعش كالقطة على سطح قصدير ساخن، لم أكن بهذه الحالة قط |
| Alev alan uçağın yakıtı tüm okyanus yüzeyini kapladı. | Open Subtitles | مستمرة حتى تلك اللحظة بالرغم من الوقود المشتعل على سطح المحيط |