| Ve bu İngiltere'de deniz kenarında bir kafe. | TED | وهذا هو مقهى على شاطئ البحر في بريطانيا. |
| deniz kenarında, mavi, derin suların yanında, sadece sen ve ben. | Open Subtitles | على شاطئ البحر.. في المياه الزرقاء العميقه انا وانت فقط.. |
| deniz kenarında ölmek isteyen tek ben değilmişim demek. | Open Subtitles | يبدو أنني لست الوحيد الذي يتمنى الموت على شاطئ البحر |
| Kesinlikle Sahilde deniz kurabiyelerini bulmayı perspektife koyuyor. | TED | وهذا يضع إيجاد أصداف البحر على شاطئ البحر في المنظور. |
| Sanırım birisi Sahilde yürümek istiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك شخص ما يريد أن يقضي يوم على شاطئ البحر |
| Diyelim ki birisi senden Deniz kıyısında bir motele gelmeni istedi. | Open Subtitles | على فرض أن أحداً دعاك للعيش بنزل على شاطئ البحر |
| Bir hafta sonra öleceğim, bari Deniz kıyısında öleyim. | Open Subtitles | سأموت خلال أسبوع ربما هكذا سأموت على شاطئ البحر |
| deniz kenarında ağaçtan yapılmış bir evdi. | Open Subtitles | لقد كان بيتاً خشبياً على شاطئ البحر. |
| Sally deniz kenarında deniz kabuğu satıyor. | Open Subtitles | "سالي تبيع الصدف على شاطئ البحر" |
| Belize'de deniz kenarında olabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نكون على شاطئ البحر في (بليز) |
| Sahilde satış yapıyor. | Open Subtitles | أنها تبيع البحر تبيع على شاطئ البحر |
| Sahilde satış yapıyor. | Open Subtitles | أنها تبيع البحر تبيع على شاطئ البحر |
| Nasıl bir şey "Sahilde Cum"? | Open Subtitles | ماذا عن شيء "الجمعة على شاطئ البحر"؟ |
| Deniz kıyısında deniz kabukları satıyor... | Open Subtitles | هي تبيع الصدَف على شاطئ البحر |
| - Deniz kıyısında çalışmak güzel olur. | Open Subtitles | -سيكون من الرائع العمل على شاطئ البحر . |