| kaçabildiğin kadar hızlı kaç nerede olduğunu unut lütfen masanda beni istemiyorsun öyleyse kapıyı çalarsam içeri alma. | Open Subtitles | أجرِ بالسرعة التي تستطيع أرجوك أنسَ أين كنت أنت لا تريدني على طاولتك |
| Zaten senin masanda da bir tane vardı. | Open Subtitles | ورأيت أنك بالفعل تَملك زجاجة بالفعل على طاولتك |
| Düşünsene, masanda anadan doğmuş bir şekilde yatıyorlar. | Open Subtitles | فكري بالأمر انهم يضجعون هنالك على طاولتك وهم مكشوفون و منفتحين كما ولدتهم امهاتهم |
| Bayım, masanızda bunu unutmuşsunuz. | Open Subtitles | -عن إذنك سيدي، لقد تركت هذا على طاولتك -سكراً |
| Bir defasında beni nezaketle masanızda ağırlamıştınız. | Open Subtitles | لقد إستضفتني مرة بكل كرم على طاولتك |
| Tamam, bak. Şuna bak. Postalımı masana koydum. | Open Subtitles | الآن، انظر لهذا انا أضع حذائي على طاولتك |
| Çünkü tatlım, masandaki adam polisti. | Open Subtitles | لانه ياعزيزتي .. الرجل الذي على طاولتك كان شرطيا |
| Resmi teklif akşama kadar masanda olur. | Open Subtitles | العرض الرسمي سيكون على طاولتك بنهاية اليوم. |
| Böyle zamanlarda, silahını masanda bırakacağına yanında taşırsan daha güvende his ederim. | Open Subtitles | في أوقاتٍ كهذه، أتمنّى لو كنت أكثر إرتياحاً بحمل مُسدّس معك، وليس وضعه على طاولتك. |
| masanda yemek ilk günü kutlamak için pek de iyi bir yol değil. | Open Subtitles | بالأكل على طاولتك ليست طريقة مناسبة للإحتفال بيومك الأول. |
| Kendi masanda neden yapmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تفعل هذا على طاولتك ؟ |
| sen burdayken,onun yüzünde bunu gördüm bunu hissediyorsun,bu şeyi, insanlara yardım etme sebebimizi bu kız masanda ölebilirdi belki,belki de değil ama şimdi inşa ettiğimiz herşeyi biliyorsun,bütün hepsini harcayacaklar çünkü sen çok ileri gittin | Open Subtitles | رأيت تعابير وجهك عندما كنت هنا شعرت بذلك السبب في مساعدتنا للناس -تلك الفتاة كانت ستموت على طاولتك |
| masanda mesajın var. | Open Subtitles | لديك رساله على طاولتك |
| masanda mı yapacağız? | Open Subtitles | تماماً على طاولتك ، هاه ؟ |
| - Afedersiniz, bunları masanızda bıraktınız efendim. | Open Subtitles | -عن إذنك سيدي، لقد تركت هذا على طاولتك |
| İçkiniz masanızda bayım. | Open Subtitles | - شرابك على طاولتك سيدي |
| Ama acil bir durum olursa masana takılmak üzere bir telefon geliyor. | Open Subtitles | ولكن اذا لديك حالة طارئة تستطيع الحصول على الهاتف يأتى به على طاولتك |
| Gönüllüler Kurumu ise masana yemeğini koyar ışığının yanmasını sağlar, başını sokacak güzel bir çatı verir. | Open Subtitles | يضعون المتطوعون طعام على طاولتك يبقون أضوائك تعمل ويضعون هذا السقف اللطيف فوق رأسك |
| Çünkü şekerim, masandaki adam polisti. | Open Subtitles | السبب عزيزتي أن الشخص الذي كان على طاولتك شرطي |
| masandaki adamı kulüp istiyor. | Open Subtitles | الرجل على طاولتك نريده |