| Dert etme Eddie. 25.000 dolar için onu sana gümüş tepside bile getiririm. | Open Subtitles | لا تقلق , لأجل 25 الف سأحضرة على طبق من الفضة |
| Size gümüş tepside sunuldu ama hayır, siz haylazlar arabayla oynamak zorundaydınız. | Open Subtitles | كل شيء كان مقدم لك على طبق . لكن لا. كان عليكم ان تلعبوا بسخافة على السيارة |
| Size bu davayı gümüş tepside sunabilirim. | Open Subtitles | انا اضع تلك القضية فى يدى على طبق من فضة |
| Ve eğer bu savcı onlara sanığın tükürüğünü bir tabakta sunmazsa masumdur! | Open Subtitles | وإن لم يقدّم لهم المدّعي العام بصاق المتهم على طبق غير مذنب |
| İlk önce Ross'u gümüş tabakta sundun sonra da Donna günlerdir masasında değil. | Open Subtitles | في البداية سلمتني روس على طبق من فضة ودونا ليست على مكتبها لأيام |
| Acıyla geçen aylar boyunca tek tesellim, bu ördeğin bir tabak içinde önüme servis edilmesinin hayaliydi. | Open Subtitles | طوال هذه الشهور المنهكة من الشك و الألم مأساتي الوحيدة كانت التصور تلك البطة ، تقدم على طبق |
| Ve belki koduğum ağzına elma tıkarlar ve seni gümüş tepside sunarlar. | Open Subtitles | وربما يستطيعوا أخذك على طبق من الفضة كتفاحة في فم لعين |
| Hiçbir şey bu çocuğun kafasının altın tepside sunulması kadar hayatımı kolaylaştıramazdı. | Open Subtitles | كل ما أتمناه هو تقديم رأس هذا الصبي للعدالة على طبق من فضة لكنني فقط لا أصدق ذلك |
| Orayı kapattık, ne oldu,bir bir buçuk gün sonra bize katili tepside getirdiler. | Open Subtitles | اغلقناها , ماذا يوم يوم ونصف فاحضروا الفاعل على طبق هذا ما ارمي اليه |
| Kendini bize gümüş tepside sunuyor, bunu göremiyor musunuz? | Open Subtitles | الآن و قد ظهر شخص على طبق من فضة و أنتم حتى لا تريدون التفكير بالأمر |
| Prosedürü izleyip işini kurtar ya da onu bana gümüş tepside sunabilirsin. | Open Subtitles | تابع الإجراءات وإحفظ وظيفتك أَو يُمْكِنُك أَنْ تُسلّمَه لي على طبق من فضّة |
| - Biz verdik, hayatım. Gümüş bir tepside hem de. | Open Subtitles | ونحن يا حبيبي فعلنا ذلك على طبق من الفضة |
| Her davada halletmem için bunu gümüş tepside sunmanı bekleyem. | Open Subtitles | أعتقد، لا أستطيع أن أتوقع كل قضية تسلم لي على طبق من فضة |
| Kariyeri önüne gümüş tepside sunulmuş biriyle bu kadar yakın olacağımı sanmazdım. | Open Subtitles | بالرغم من أنني لم أتعلقبأي شخص قدم مسيرته لها على طبق من فضة |
| Bir hükümet yetkilisinin kellesini tabakta sunmak onların vermek istediği mesajı güçlendirecektir. | Open Subtitles | وان يحصلوا على يد من الحكومة معهم فى ذلك على طبق من ذهب هذا سوف يجمل الرسالة فقط |
| Dünya üzerindeki cennetin bize burada, gümüş tabakta sunulacağını düşündük. | Open Subtitles | ظننا اننا سنحصل على جنه في الارض مقدمة لنا هنا على طبق من الفضه |
| Menüye bakana kadar tabakta sosis istiyorum. | Open Subtitles | أنا أود أن أحصل على طبق علية سجق بينما انظر إلى القائمة. |
| Diyelim ki Koruyucu'nun kafasını bir tabakta buraya getiren kişi kayda geçer. | Open Subtitles | دعنا نقول ، لو أن شخصٌ ما أحضر ...رأس الحامية على طبق |
| Bu kitaplarla bana bir gün ver, adamımızı tabakta sana servis edeyim. | Open Subtitles | أعطيني يوماً واحداً مع هذة الكتب, و سأقدمه لكِ على طبق من فضة. |
| Bu posta kodunda bir yerde düzgün bir tabak yumurta bile yok mu sence? | Open Subtitles | أتعتقدين بأننا سنعثُر على طبق بيض لائق في هذا المكان النائي؟ |
| Öğle yemeği zamanı geldiyse kendime bir tabak fasulye koyacağım. | Open Subtitles | إذا كان هذا هو الغداء سأذهب لأحصل على طبق وبعض الفول |
| İstersen bir tabak alabilirsin. | Open Subtitles | {\cH0BE40D} ان اردت. تستطيع الحصول على طبق. |