| Tüm ay boyunca beni görmezlikten geliyor... sonra da ansızın ortaya çıkıp kapımın önünde beliriyorsun. | Open Subtitles | لقد ظهرتي على عتبة بابي فجأة بعد ان تجاهلتني الشهر الفائت |
| kapımın önünde dikilip hakaret mi edeceksin? | Open Subtitles | هل انت فقط ستجلس على عتبة بابي وتقوم بإهانتي ؟ |
| Ta ki sen... 40 yıl sonra kapımın önünde görününceye dek, | Open Subtitles | عندما.. ظهرت على عتبة بابي بعد أربعين سنة |
| Beyinde empatinin işlendiği yeri kutulara koyup kapıma bırakmış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنّه علّب بعضًا منها... وتركها على عتبة بابي |
| Biri bunu kapıma bırakmış. | Open Subtitles | ثمّة مَن ترك هذه على عتبة بابي. |
| Bizzat burada işte. Kasap kâğıdına sarılı hâlde kapımın önünde buldum. | Open Subtitles | وهذه هي بعينها وجدتُها على عتبة بابي ملفوفةً بورق جزّار |
| Ama kapımın önünde belirdiğin gerçeğine dayanarak birilerinin iyi haberler vermek üzere olduğunu düşünebilirim. | Open Subtitles | لكن حقيقة ...ظهورك على عتبة بابي يعني أن أحدهم مستعد لنشر أخبار جيدة |
| Oğlum, kendi kapımın önünde bir cinayet işliyor. | Open Subtitles | ابني ارتكب جريمة قتل على عتبة بابي |
| Ve ben kapımın önünde bunu görmek istemiyorum. | Open Subtitles | و لا أريد أن يتقيّؤوا على عتبة بابي |
| Bir de kapımın önünde ölü bir gelincik vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك حيوان ميّت على عتبة بابي. |
| Kendimi doğradım ve şimdi de kapımın önünde duruyorsun. | Open Subtitles | والآن تقفين هنا، على عتبة بابي |
| kapımın önünde bir bebek var. | Open Subtitles | توجد طفله على عتبة بابي |