| politik ayrılığa rağmen Facebook'ta ve hatta gerçek hayatta arkadaş oldu. | TED | أصبح الكثير منهم أصدقاء على فيسبوك وفي الحياة الواقعية كذلك، برغم الحدود السياسية. |
| Seni arkadaşlarıma eklemeye çalıştım ama sonra Facebook'ta olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | أنا أحاول مصادقتك, لكن بعدها وجدت أنك لست على فيسبوك. |
| Psikopat... Facebook'da annemi arkadaş olarak ekleyip davet edilmediğim organizasyonlara katılıyorum, tamam mı? | Open Subtitles | مريضة، كالصديقة الأم على فيسبوك التي تذهب لحضور النشاطات دون دعوة، اتّفقنا؟ |
| Resimlerini Facebook'a ya da Twitter'a ekliyoruz. | Open Subtitles | نستطيع جميعنا وضع الصور على فيسبوك أو تويتر |
| Her gece Facebook'ta dolanıp hayali arkadaşlar üretiyorsun. | Open Subtitles | أنت تسهرين على فيسبوك كل ليلة وتصطنعين عشرة أصدقاء |
| Facebook'a fotoğraf yüklemeye çalışıyorum nasıl yükleniyor bilmiyorum. | Open Subtitles | أحاول تحميل صورنا على فيسبوك ولا أعرف كيف |
| Ve şimdi onun pop süperstarı ile tanışması için açılmış bir Facebook sayfası var. | Open Subtitles | والآن لديها صفحة على فيسبوك. مخصّص فقط لمحاولتها أن تصل لنجم البوب العالمى. |
| Twitter'da neredeyse 800 bin, Facebook'da 100 bin takipçisi var. | Open Subtitles | لديه ما يقارب 800 آلف متابع على تويتر و 100 آلف متابع على فيسبوك |
| En genç olanları Facebook tan tüm hafta sonunu ailesi ile nasıl geçireceğini yazdı. | Open Subtitles | إبنهم الأصغر نشر تعليقاً على فيسبوك عن أنه سيقضي عطلة نهاية الأسبوع لدى عائلته |
| Facebook'da ve Instagram'da etiketlemek yok. | Open Subtitles | لا مشاركة. وانشريها على فيسبوك وليس انستجرام |
| Ama beraber aynı liseye gittiğim ve şimdi evlenip de çocuklarının bandanalı resimlerini her gün Facebook'a koyan geri zekâlıların hayatı çözdüğüne inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | انا أرفض أن أؤمن ان كل هؤلا الذين كنت معهم فى الثانويه الذين هم متزوجون و ينشرون صورهم على فيسبوك |
| Facebook ayrıca algoritmik bir şekilde arkadaşlarınızın paylaşımlarını ve takip ettiğiniz sayfaları düzenliyor. | TED | إذاً "فيسبوك" أيضاً يقوم خوارزمياً بترتيب المنشورات التي يضعها أصدقاؤك على "فيسبوك"، أو الصفحات التي تقوم بمتابعتها. |
| Facebook'ta birinin takipçiniz olduğunu düşünüyor olabiliirsiniz. | TED | ربما تظن أن أحداً ما يقوم بتجاهلك على "فيسبوك" |
| Facebook'a yükledim. | Open Subtitles | أنا رفعت الكثير منها على فيسبوك. |
| Facebook sayfanı silmenin bunu değiştireceğini mi düşünüyorsun yani? | Open Subtitles | اذن فحذف صفحتك على "فيسبوك" سيغير كل ذلك؟ |
| Anlaşıldıki, kızı Facebook ta BARN hayranıymış. | Open Subtitles | تبين أن الابنة معجبة بصفحة بارن" على فيسبوك" |
| Facebook'takilere meme ucu kıllarını kopardığını söylerim. Buna ne dersin? | Open Subtitles | سأخبر الجميع على (فيسبوك) أنكِ تنتفينّ حلمتيكِ، ما رأيكِ بهذا؟ |
| Bu belki kalın, kirli Facebook arkadaş isteklerini ve Vine yıldızlarını silince olacak. | Open Subtitles | ربما بعد أن نمحو طلبات الصداقة القذرة الخاصة بنا على "فيسبوك" |
| Bana Facebook sayfamdan ulaşabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الاتصال بي على صفحتي على فيسبوك |
| Facebook'ta imza kampanyamız oldu, 110 bin imza aldı. | TED | كان لدينا عريضة على (فيسبوك) وقع عليها 110,000 شخص. |