"على قارعة الطريق" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolun kenarında
        
    • yol kenarında
        
    • Yolun ortasında
        
    • çevre yolunun kenarında
        
    Keyifle sabah yürüyüşümü yapıyordum ve yolun kenarında ne buldum beğenirsin? Open Subtitles كنت أستمتع بتماريني الصباحية .. وفجأة.. مالذي وجدته على قارعة الطريق
    yolun kenarında oturmuş, çöp toplarken yenilgiyi kabul etmek gerek. Open Subtitles عندما تجلسين على قارعة الطريق تجمعينالأكوابالحرارية.. والعلكات، فقد حان الوقت .. للإعتراف بالهزيمة
    Şu insanları öldürüp yolun kenarında bırakan adamı. Open Subtitles ذلك الشخص الذي يقتل الرجال ويتركهم على قارعة الطريق
    yol kenarında gördüğümüz Hintliler ölmek üzereydi ve biz hiçbir şey yapamadık. Open Subtitles كنا نرى هنود يموتون على قارعة الطريق ولا نستطيع فعل أى شئ لهم
    Onu yol kenarında biraz para ve kıyafetleriyle terk ettim. Open Subtitles أنت ماذا؟ لقد تركته على قارعة الطريق مع بعض الملابس والنقود
    Yolun ortasında uzanıp yıldızlara bakar senin gibi insanlarla muhabbet edip kendimi onları öldürmenin kötü bir içgüdü ve hayatlarını bağışlamanın doğru bir davranış olduğuna inandırmaya çalışırdım. Open Subtitles كنت سأستلقي على قارعة الطريق محملقًا في النجوم... أناقش أناس مثلك محاولًا إقناع نفسي بأنّ قتلهم غريزة شرّيرة... وأنّ الصفح عن حياتهم هو الفعل الصواب.
    Ailen seni bir çevre yolunun kenarında terk etmedi. Open Subtitles لم يترككِ والداكِ على قارعة الطريق.
    O kovboy kılıklı herifi boğup, yolun kenarında ölüsünü bırakmalıydım ama yoldan geçen bir araba görürse, onu da öldürmek zorunda kalırım dedim. Open Subtitles كان عليّ أن أقتله راعي البقر ذاك .. وأترك جثته على قارعة الطريق .. ولكن خشيت أن يمرّ أحدهم ويشاهد ذلك ..
    Bir fincan kahve içmek için bu sabah depoya uğramıştım ve yolun kenarında birkaç eşya buldum. Open Subtitles وأنا في طريقي لتناول كوبٍ من القهوة .. وجدت بعض الأشياء على قارعة الطريق ..
    yolun kenarında, kanlar içinde yatıyormuş. Soğukta, bir başına. Open Subtitles كانت مستلقية ميتة، على قارعة الطريق
    Sürücünün biri seni yolun kenarında ölüme terk etmişti. Open Subtitles سائق ما ترككِ ممددة على قارعة الطريق
    Sürücünün biri seni yolun kenarında ölüme terk etmişti. Open Subtitles سائق ما تركك للموت على قارعة الطريق
    Kaliforniya'nın her yerini gezer, yolun kenarında durur, evlerinden atılan çocukları toplardı. Open Subtitles قاد في أنحاء "كاليفورنيا" وتوقف على قارعة الطريق والتقط الأطفال المطرودين من بيوتهم
    yolun kenarında kendi kusmuğunla boğulmak mı istiyorsun? Open Subtitles ــ لا على قارعة الطريق مغطّاة بقيئك ؟
    Sonrasında bildiğimiz tek şey birinin bizi yol kenarında bulduğu. Open Subtitles ما أدركته تاليًا أن شخص وجدنا على قارعة الطريق
    Sonraki kurban yol kenarında boğulup toprakla kaplanmış olarak bulundu. Open Subtitles ضحيتنا الصالة وُجد مخنوقا على قارعة الطريق مغطى بالقذارة
    Bu sincabı fare kapanı ile mi yakalamıştım yoksa yol kenarında ölü olarak mı bulmuştum hatırlayamadım. Open Subtitles أجل، لا أذكر إن كان هذا السنجاب القتيل على قارعة الطريق أم الذي أمسكت به في مصيدة فئران.
    16 yaşında bir kızı yol kenarında bırakacak değilim. Open Subtitles لن أقوم بترك فتاة عمرها 16 عام وحيدة على قارعة الطريق
    Hayır, bir yol kenarında kırık bir köprücük kemiğiyle ölmek istemiyorum. Open Subtitles اللعنة . لا أريد أن أموت على قارعة الطريق وسط القاذروات بعظمة كتف مخلوعة
    Yoksa kış gelir ve kendini kucağında bebekle yol kenarında dilencilik yaparken bulursun. Open Subtitles وإلا، بحلول فصل الشتاء ستجدين نفسكِ تترجّين من أجل الفكّة على قارعة الطريق المغطاة بالثلج مع رضيع في حضنكِ
    Yolun ortasında uzanıp yıldızlara bakar senin gibi insanlarla muhabbet edip kendimi onları öldürmenin kötü bir içgüdü ve hayatlarını bağışlamanın doğru bir davranış olduğuna inandırmaya çalışırdım. Open Subtitles كنت سأستلقي على قارعة الطريق محملقًا في النجوم... أناقش أناس مثلك محاولًا إقناع نفسي بأنّ قتلهم غريزة شرّيرة... وأنّ الصفح عن حياتهم هو الفعل الصواب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more