| Ben çocukken, annem bir dava üzerinde gece gündüz çalışıyordu. | Open Subtitles | وأنا صغير، كانت أمّي تعمل على قضية على مدار الساعة. |
| Hala bir dava üzerinde çalışıyoruz dolayıdır çok tehlikeli ve devam eden İç Güvenlik, için. | Open Subtitles | هذا لأننا مازلنا نعمل على قضية للأمنالداخلي،و هيخطيرةللغايةومستمرة. |
| Tehlikeli bir davada çalıştığımı düşünüyor. Göz yaşlarını pek tutamaz. | Open Subtitles | لو فكرت أني أعمل على قضية خطيرة تبكي بسهولة |
| Olsun. Soyan Boğazlayan davasında birlikte çalışırız. | Open Subtitles | سنعمل على قضية الخانق المُجَرِد بالتزامن |
| - Evet. Onun haberini yaptığı bir cinayet davası üzerinde çalışıyordum. | Open Subtitles | نعم، كنت أعمل على قضية قتل وكان مهتماً بها |
| Bu dava üstünde çalışıyorsun ama yardım istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت تعمل على قضية ما, ولا تطلب مني المساعدة |
| Yani burada, gerçeklikte, bir olay üzerinde çalışmaya başladınız ve aniden orada, rüyanızda da, başka bir olayda çalışmaya başladınız. | Open Subtitles | إذن أنتَ تبدأ بالعمل على قضية معينة هنا في الواقع, ثم فجأة تبدأ بالعمل على قضية أخرى هنالك في أحلامكَ |
| Uzun zamandır bir dava üzerinde çalışmamıştım. | Open Subtitles | لقد مر وقت طويل منذ عملت على قضية سوف نستمتع بذلك |
| Hiç bir dava üzerinde çalışmadım, ama ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لم اعمل ابدا على قضية معه , لكنني أعرف ما هو. |
| Eğer bir dava üzerinde çalışıyor olsaydım sanırım, onun adını senden daha hızlı hatırlayabilirdim. | Open Subtitles | لو كنت أعمل على قضية اعتقد انني سوف 000 سأتذكر اسم الضحية اسرع قليلا |
| Büyük bir davada tanıklık yapmadım. Gerekirse, dava tanıklığı yaparım. | Open Subtitles | أنا لم أشهد على قضية كبيرة مثل هذه من قبل كما أننى رجل تنفيذ قضائى |
| Çalıştığım bir davada kadın öldürülmüş, parçalanmış ve yakılmıştı. | Open Subtitles | عملت مرة على قضية حيث قتلت امرأة قطعت أوصالها و أحرقت |
| Evet, ayrıca 50 yıldır bir sığınakta kapalı kalmış bir elemanın davasında çalışmaya zorlayarak kendi inek timinin Noel'ini de rezil ediyorsun. | Open Subtitles | كما أنك أفسدتها لجماعة المنحرفين أيضاً لأنك جعلتهم بعملون على قضية تتعلق بشخص تم حبسه في ملجأ للغبار الذري لخمسين سنة |
| Ama bir velayet davasında iş görür. | Open Subtitles | لكنها تتغلب على قضية الرعاية التي ضدك ، كلانا يعلم ذلك |
| FYI, hâlâ Thomas davası üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | لمعلوماتك ,ما زلنا نعمل على قضية العميل توماس |
| Birlikte çok büyük bir dava üstünde çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل على قضية حصر إرث كبيرة |
| Yani burada, gerçeklikte, bir olay üzerinde çalışmaya başladınız ve aniden orada, rüyanızda da, başka bir olayda çalışmaya başladınız. | Open Subtitles | إذن أنتَ تبدأ بالعمل على قضية معينة هنا في الواقع, ثم فجأة تبدأ بالعمل على قضية آخرى هنالك في أحلامكَ |
| Yenidoğan ölümü davası için bir arka plan hazırlıyordum. | Open Subtitles | أقوم ببضعة مراجعات على قضية وفيات الأطفال |
| Bir vaka üzerinde çalışıyorum ve düşündüm ki bana yardım edebilir. | Open Subtitles | أنا أعمل على قضية وفكرت ربما يساعدني فيها |
| Kariyerini ilerletecek bir davan olacak. | Open Subtitles | حصلت على قضية قادمة سوف تصنع مهنتك. |
| Daha davayı yeni tahkikat jürisine gönderdik ve şimdide bu batı yakası davasına bakıyoruz. | Open Subtitles | ونرسل القضية لهيئة المحلفين الكبرى وبعدها نبدأ بالعمل على قضية الجانب الغربي |
| Hiç kimsenin çözmeyecegi bir dava için niye bir gece daha harcadin anlamiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لما أضعت ليلة أخرى على قضية لن يحُلها أحد أبداً |
| Krasnov dosyasında çalışmaktan daha önemli olan nedir? | Open Subtitles | ان تخبرنى ما الأكثر اهمية من العمل على قضية كراسنوف ؟ |
| Merak etme, devam eden bir vakada çalışmak atanmamı etkilemez. | Open Subtitles | لا تقلقي لن يؤثر على عملية انتقالي لقد كنت اعمل على قضية جارية |
| Sanırım yanlışlıkla Feldman davası üzerine olan notlarımı çöpe atmışım. | Open Subtitles | أعتقد أني رَميتُ من غير قصد ملاحظات على قضية "فيلدمانْ". |
| Dur. İşteki ikinci senemde, bir uyuşturucu dosyası üzerinde çalışıyordum aylarca torbacının izini sürdüm. | Open Subtitles | إنتظر في السنة الثانية لي مع الفرقة,كنت اعمل على قضية مخدارت |