| Listemdeki bir şey değildi, ama Listemde olmalıydı. | Open Subtitles | وهو لم يكن أمرا على لائحتي ولكن كان من اللازم القيام به |
| Ve merak etmeyin, o evsiz adam da Listemde. | Open Subtitles | و لا تقلقوا هذا الرجل المحتاج على لائحتي أيضا |
| Eğer gazeteciler birliğine üye değilsen Listemde adın yoktur. | Open Subtitles | إن لم تكوني عضوة في جمعية الصحافة، فلن تكوني على لائحتي. |
| Bazı zamanlar, Listemdeki insanlar onlar için ne yapabileceklerimi söylerler. | Open Subtitles | ــ أحياناً، الأشخاص على لائحتي يختارون كيف سأعوّض عليهم |
| Daha önce Listemdeki kimseye sırtımı çevirmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن قد تجاهلت شخصاً على لائحتي من قبل |
| Genelde, listemden bir şeyler silebilmek için kuralları çiğnemem,... | Open Subtitles | كنت أحاول بشكل عام ألا أكسر القواعد لأتخلص من بعض الأمور على لائحتي |
| ...ama listemden çok kıçımın derdindeydim. | Open Subtitles | لكنني لم أكن قلقاً على لائحتي كما كنت قلقاً على حياتي |
| Çok isterdim ama yapacaklar Listemde sütün yanında dört milyon deli daha var. | Open Subtitles | أحب ذلك, ولكن لدي أربعة ملايين مجنون آخر قبله على لائحتي وشراء الحليب أيضا |
| Listemde olanları öldürebileceğini kanıtla. Hepsini kafamdan temizle. | Open Subtitles | أثبت أن بإمكانك قتل من على لائحتي الجاري تدوينها |
| Benden genç erkekler benim Listemde değil. | Open Subtitles | إنَّ الشُبَّان ليسوا على لائحتي |
| Ama Listemde hala. Ve o yanındadır. | Open Subtitles | و مازالت على لائحتي و هي التالية |
| Finansal ofis şefim Londra'da bir iş aldı ve onun yerine geçebilecek kişiler Listemde de bir isim var... | Open Subtitles | رئيس قسم المالية لدينا انتقل إلى عمل في لندن وهناك اسم واحد على لائحتي كبديل له... |
| Gittikleri için de mutluydum çünkü bana Listemdeki 52 numarayı yapma fırsatı vermişlerdi. | Open Subtitles | ولقد كنت سعيدا أيضا لرؤيتها ترحل لأن ذلك يسمح لي بفعل الرقم 52 على لائحتي. |
| Merak etme, Randy, eğer Listemdeki şeyleri yapmaya devam edersek, ...sen anlamadan önce üstlere ulaşacağız. | Open Subtitles | اذا أكملنا تنفيذ الأمور على لائحتي |
| Listemdeki adamın ölmüş olması, moralimi bozmuştu. | Open Subtitles | إيجاد رجل على لائحتي ميتا سحقني نوعا ما |
| Listemdeki ilk kişi sensin salak. - Onu tutukluyorum. | Open Subtitles | أنت الأول على لائحتي أيّها الحثالة |
| Billie'nin Listemdeki her şeyi bozmaya çalıştığını anladıktan sonra, Darnell, komuta merkezi ismini verdiği mekânı kurmamıza yardım etti. | Open Subtitles | (عندما علمنا أن (بيلي كانت تحاول إبطال كل ما على لائحتي (ساعدنا (دارنيل في إنشاء مركز قيادة |
| - Neden Senatör Engle listemden çıkıvermiş yahu? | Open Subtitles | لماذا بحق الجحيم السيناتور (إنجل) ليس موجوداً على لائحتي فجأة؟ |