| Sormamın sakıncası yoksa Buz'a yardım etmek için neden bu kadar çabalıyorsun? | Open Subtitles | الآن ، اتمني ان لا تمانع بسؤالك لكن لماذا أنت مصمم على مساعدة فروست؟ |
| İsteyebileceğim tek şey, Christa'yı kaybetmekti, bu yüzden, profesyonel bir yardım almaya karar verdim. | Open Subtitles | اخر شئ اردته هو خسارة كريستا , لذلك قررت الحصول على مساعدة خبيرة |
| Etik ve robotu Hedge, direniş lideri Adila'ya sanatı kül eden fırın-robotları sabote etmek için yardım etmeyi kabul ediyor. | TED | إيثيك ورجلها الآلي هيدج وافقا على مساعدة قائدة المعارضة، أديلا، على تخريب حرق الفنون بوساطة الأفران الآلية. |
| Milwaukee Brewerlar, bir Brewer ailesi üyesinin beyzbol tarihindeki yerini yeniden almasına yardım etmekten gurur duyar. | Open Subtitles | الميل واكي برورز مسرورة أنها كانت قادرة على مساعدة عضوى من عائلة برورز إسترد مكانه الشعبي في تاريخ البيسبول |
| Herkes Blaine'e yardım etmekten yana mı? | Open Subtitles | هل الجميع متفق على مساعدة بلاين ؟ |
| Benim davama dönelim, beni başka bir ülkeden takip ve taciz ettiği için daha da karmaşık bir hâl alıyor, bu da yardım almayı neredeyse imkansızlaştırıyor. | TED | عودة إلى قضيتي والتي هى أكثر تعقيدا لأنه كان يطاردني و يتحرش بى من دولة اخرى ما جعل الامر شبه مستحيلا بأن أحصل على مساعدة هنا |
| O kadar çaresizsin ki yardım için düşmanına gitmeye gönüllüsün. | Open Subtitles | انت يائسة بحيث كنت على استعداد للذهاب إلى العدو للحصول على مساعدة. |
| üzerine çalışıyorum ve bunu yapmanın birçok yolu var ben bilgisayarlara gördükleri ve anladıkları hakkında konuşmaları için yardım etme üzerine odaklanmayı tercih ettim. | TED | هناك طرق كثيرة لعمل ذلك، وأحب أن أركز على مساعدة الحواسب للتحدث عما ترى وتفهم. |
| Cumhuriyet'in yardımına güvendik, fakat yardım gelmedi. | Open Subtitles | لقد حس بالخيانة اعتمدنا على مساعدة الجمهورية , ولم تات |
| İkiniz, biriniz beyaz, biriniz siyahi, kravatlı, ceketli, toplu konutta gezip alış veriş arabasını taşımaya yardım etmek için yaşlı bayanlar mı arıyorsunuz? | Open Subtitles | ربطة وسترة وتسعيان وراء مساعدة السيدات على مساعدة عربات التسوّق وأي شيء أخر |
| İkimiz de biliyoruz ki, muhalifler dış yardım almadan bunu başaramazdı. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن المعارضة التي أنهته حصلت على مساعدة خارجية |
| Ona Profesyonel yardım aldırtmaya çalışmamış mı? | Open Subtitles | ألم يحاول أن يجعلها تحصل على مساعدة مهنية؟ |
| - Yardım ediyorlardı! | Open Subtitles | ـ لقد حصلنا على مساعدة! |
| Ona yardım edebilecek misiniz? | Open Subtitles | هل أنت ستعمل على أن تكون قادرة على مساعدة لها؟ |
| Ne kadar çabuk analiz ettirebilirsem o kadar çabuk Clark'a yardım edebilirim. | Open Subtitles | كلما أسرعنا في تحليلها، سنكون قادرون على مساعدة (كلارك) بشكل أسرع |
| Biraz vicdan azabı çek! Tritter'a yardım alacağını söyle! | Open Subtitles | اظهر بعض الندم اخبر (تريتر) أنك ستحصل على مساعدة |
| Fakat, kahramanların özellikle de babası tanrı olan kahramanların yaptıkları gibi çok geçmeden doğaüstü bir yardım alır. | Open Subtitles | ولكن كحال أغلب الأبطال، لا سيما من أباهم إله، سرعان ما حصل على مساعدة خارقة. |
| 1997, 1999 arası "Lilith Fair" turnesinin resmi ıslak mendil tedarikçisi olan bilge bir ihtiyardan, ufak bir yardım aldı. | Open Subtitles | لقد حصلت على مساعدة من رجل عجوز حكيم كان المورد الرسمي للمناديل الرطبة لمهرجان الموسيقى النسائية بين عامي 97 و 99 |
| Peki, neden Wilhelmina'ya yardım etmeyi kabul ettin? | Open Subtitles | انتظري لماذا توافقين على مساعدة ويلهلمينا؟ |
| İnsanlara bilgimiz ve teknolojimizle yardım etmekten onur ve imtiyaz duyarız. | Open Subtitles | إننا يشرفنا أن نتميز بكوننا قادرين على مساعدة البشرية مع معرفتنا و تكنولوجيتنا |
| Evet Justin'e yardım edebileceğini ve onu kurtarabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أجل , ظننت أنه سيكون قادراً على مساعدة (جاستن) في الخروج |
| Beni Boston'a tedavi ya da yardım bulmam için gönderdiler. | Open Subtitles | أرسلوني إلى بوسطن .للعثور على مساعدة أو علاج |
| Bunu söyleyeceğimi tahmin etmezdim ama, yardım için teşekkürler. | Open Subtitles | لم افكر ابدا أن أقول هذا، ولكن شكرا على مساعدة |
| Mahallenin çocukları için okuldan sonra ödevleri için yardım almaya gittikleri bir yer. | TED | بالنسبة للأطفال في الحي، فهو مكان يقصدونه بعد المدرسة للحصول على مساعدة لحل واجباتهم. |
| Cumhuriyet'in yardımına güvendik, fakat yardım gelmedi. | Open Subtitles | لقد حس بالخيانة اعتمدنا على مساعدة الجمهورية , ولم تات |
| İnsanlara yardım etmek için konsantre olmam gerektiğinde dikkatim dağılıyor. | Open Subtitles | وهذا يشتتني بينما عليّ أن أركز على مساعدة الناس |
| Çünkü ikimiz de biliyoruz ki, muhalifler dış yardım almadan bunu başaramazdı. | Open Subtitles | لأنّ كلانا يعلم أن المعارضة التي أنهته حصلت على مساعدة خارجية |
| Profesyonel yardım almadım çünkü kendim kontrol edebilirim diye düşündüm ve doktorlardan korktum. | Open Subtitles | لم أحصل له على مساعدة لأنّني خلت أنّ بإمكاني السيطرة على الوضع وكنت خائفة من الأطباء |
| - Lütfen kal! - Yardım ediyorlardı! | Open Subtitles | ـ لقد حصلنا على مساعدة! |
| Müşterimize yardım edebilecek bir şey. | Open Subtitles | بعضٌ من المعلومات التي قد تعيننا على مساعدة عملائنا |
| Bu videoya bayılıyorum çünkü çiftçilere yardım etme konusunda bitki genetiğinin gücünü gösteriyor. | TED | أنا أُحب هذا الفيديو لأنه يُظهر قدرة علم الوراثة النباتية على مساعدة المزارعين |