| Muhtemelen bir günlük mesafede, yiyecek ve saklanacak yer arıyorlardır. | Open Subtitles | قد يكونوا على مسيرة يوم يبحثون عن طعام ومكان للإختباء |
| O senin kuzenin. Ben buradan ayrılamam. Makineler on dakikalık mesafede. | Open Subtitles | أنا لن أترك هذا المكان آلة النقود على مسيرة 10 دقائق |
| En yakın nehir, yük arabasıyla beş günlük mesafede. | Open Subtitles | أقرب نهر على مسيرة خمسة أيام بإستخدام العربات |
| Yai, iki-üç gün uzaklıkta olduğumuzu söylüyor. | Open Subtitles | ياي يقول بأننا على مسيرة يومين إلى ثلاثة من كواي |
| - Ordusu 5 günlük uzaklıkta. | Open Subtitles | لا يوجد جيش على مسيرة خمسة ايام من كاميلوت |
| Ya seydi, kardeşinizin ordusu iki günlük mesafede. | Open Subtitles | سيدى .. جيش أخوك على مسيرة يومين فقط |
| Oğlun bu yönde iki saat mesafede. | Open Subtitles | إبنكَ على مسيرة ساعتين في ذلك الإتجاه |
| Bay O'Dwyer, vadi yürüyerek en az iki gün mesafede. | Open Subtitles | سيد (أودواير)، هذا الوادي .. على مسيرة يومين |
| Londra. Nehrin kuzeyi. Beacon'a bir günlük mesafede. | Open Subtitles | (لندن)، شمال النهر على مسيرة يوم من (بيكون) |
| Bishop Toprakları iki günlük mesafede. | Open Subtitles | -بيشوب لاند" على مسيرة يومين"... |
| - Buradan bir gün uzaklıkta bir nehir var geniş, rahat her türlü lav akışından koruma sağlayacaktır. | Open Subtitles | يوجد نهر عريض وهادئ على مسيرة يوم من هنا سيؤمّن لنا الحماية من الحمم |
| - Ordusu 5 günlük uzaklıkta. | Open Subtitles | ـ جيشه على مسيرة خمسة أيام من هنا |
| Her neyse olay Portland'da, birkaç saat uzaklıkta. | Open Subtitles | عمق على أية حال، إنها في "بورتلاند" على مسيرة ساعتين من هنا |