| Küçük bir masada büyük resimler çizebilmek için çok uygunlardı. | TED | وهي سهلة جدًا فيمكنك صنع صورة كبيرة على منضدة صغيرة جدًا |
| O kim ve dört kişilik masada neden tek başına oturuyor? | Open Subtitles | من هو ولماذا يجلس لوحده على منضدة لأربعة أشخاص؟ |
| - Bugünden sonra, yemek masasına bile oturmam. | Open Subtitles | فقط اجلس في أي مكان. بعد اليوم، لن أجلس حتى على منضدة عشائي. |
| Tabaklar yemek masasına servis edildi. | Open Subtitles | لقد تم التقديم. الأطباق تم تقديمها على منضدة العشاء. |
| Ve onlarla buluşmak derken, Haley'in masasında sikişmeyi mi kastediyorsunuz? | Open Subtitles | وبالإجتماع معهم ، هل تقصد مُضاجعتهم على منضدة هالى ؟ |
| - Doktor gizlice ameliyat etti. - Mutfak masasının üstünde. | Open Subtitles | ـ أجرى له العملية سرا ـ على منضدة المطبخ |
| Lise son sınıftayken bilardo masasının üzerinde. | Open Subtitles | , مكان الغريب كان في السَنَة النهائية في الكليَّةِ على منضدة لعبة البول |
| Demek istediğim, mutfak masası üzerinde oku takılı bir yay bıraktım. | Open Subtitles | أعرف أني تركت قوساً ملقماً على منضدة المطبخ |
| Miles, bilardo masasındaki ışığı yak. | Open Subtitles | مايلز)، سلّط الضوء على) على منضدة البليـاردو |
| İki ortağımla birlikte bi masada oturacağız. | Open Subtitles | سنجلس على منضدة برفقة إثنان من مساعدىّّ |
| İki yardımcımla beraber bir masada oturuyor olacağız. | Open Subtitles | سنجلس على منضدة برفقة إثنان من مساعدىّّ |
| masada yatıyor olsaydım, paramparça olmuştum. | Open Subtitles | إن كنت على منضدة الآن لشويت بعض اللحم |
| Sybil, eldivenlerimi salondaki masada mı bırakmışım? | Open Subtitles | "سيبل" ،هل تركت قفازاتي على منضدة الردهة؟ |
| Ameliyat masasına yatmak en savunmasız olduğumuz anlardan biridir. | Open Subtitles | على منضدة الجراحة يكون الإنسان بأضعف حالاته عارٍ، ومكشوف |
| Bir dakika madem kuşları izlemeye gidiyor, niçin "Peterson kuşları rehber"ini mutfak masasına bıraktı? | Open Subtitles | مهلاً ، إن كانت ستراقب الطيور فلم تركت كتاب "دليل الطيور" على منضدة المطبخ؟ |
| Hey, hadi yemek masasında yapalım. | Open Subtitles | سأقول بأنّك كذلك دعنا نفعلها على منضدة غرفة طعامه. |
| Bir dakika. Ameliyat masasında öldüm, değil mi? | Open Subtitles | لحظة ، توفيت على منضدة الجراحة ، أليس كذلك؟ |
| Evet kahve masasının üstünde duran muz ve etrafına dizilmiş birkaç erik. | Open Subtitles | نعم, موزة و زوج من البرقوق موضوعين على منضدة قهوة |
| Tuvalet masasının üstünde de bir ayna var. | Open Subtitles | وهناك مرآة على منضدة الزينة أيضاً |
| Yayının mutfak masasının üzerinde ne işi var? | Open Subtitles | ماذا يفعل قوسك على منضدة المطبخ؟ |
| Morag biri bir mutfak masası çalacak olsaydı ne düşünürdün? | Open Subtitles | موراج ... ماذاتعتقدينلوأنشخصما كانت تعزف على منضدة مطبخ؟ |
| Veri bilardo masasındaki bir pul gibi. | Open Subtitles | المعلومات... كان يجب أن تكون مثل طابع بريدي على منضدة لعبة بلياردو! |