| Hem burada değilsin hem de cep Telefonuna cevap vermiyorsun. | Open Subtitles | لم تأتي الى هنا لم تجب على اتصالاتي على هاتفك |
| Telefonuna cevap vermiyorsun burada kim ne yapıyor sikine takmıyorsun. | Open Subtitles | و لا تجيبين على هاتفك و تنسين الجميع الذين هنا |
| Ve ben seninle temas kurana kadar cep telefonunu açma lütfen olur mu? | Open Subtitles | وهل تسمحي بعدم الرد على هاتفك حتى أتصل بك ؟ |
| Dinle, sadece meraktan soruyorum, neden telefonunu açmıyorsun acaba? | Open Subtitles | اسمع , من باب الفضول لماذا لاترد على هاتفك ؟ |
| sadece söylüyorum, geç saate kadar dışarıdaydın, telefona cevap vermedin.. | Open Subtitles | أنا فقط أقول,أنكِ كنت بالخارج متأخره لم تجيبي على هاتفك |
| Ayrıca, cep Telefonunda bile kullanabilirsin. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، يمكن أن تستعمله حتى على هاتفك الجوّال |
| Ama cep telefonu konusunda sorumluluk sahibi olmak bunlardan biri değil. | Open Subtitles | لكن ان تكون مسؤول على هاتفك ليس من تلك الاشياء حسنا , أتعلمين ماذا ؟ |
| - Tabii ne? Tabii telefonundaki görüntüde bir şey bulursak işler değişir. | Open Subtitles | إلا إذا تمكنا من العثور على شيء في اللقطات التي على هاتفك |
| Partine daldığımız için kusura bakma ama Telefonuna cevap vermedin. | Open Subtitles | انظري، أنا آسفه لتخريب حفلتك ولكنكِ لم تجيبي على هاتفك |
| Yurda ve Telefonuna senin için mesaj bıraktım. | Open Subtitles | لقد تركت لكِ رسالة في حجرة النوم، و على هاتفك. |
| Yaşamak için hiçbir sebebin olmazdı. Aramayı, cep Telefonuna yönlendiririm. | Open Subtitles | لن يبقى لك شئ لتعيش من أجله ساقوم بتحويلها على هاتفك النقال |
| Genç adam, gidip hecelemeye çalışmazsan Telefonuna yüklediğim tüm zil seslerini silerim. | Open Subtitles | اذهب وتدرب على التهجئة الصحيحة للكلمات وإلا سأمحو كل نغمات الرنين الخاصة من على هاتفك النقال |
| Aramaya çalıştım, ama bütün hafta Telefonuna cevap vermedin. | Open Subtitles | حاولتُ الاتصال بك لكنّك لم ترد على هاتفك طوال الأسبوع. |
| Dinle, telefonunu istiyorsan benimle Dördüncü Batı Caddesiyle Horatio'nun köşesindeki "The Grease Pit" barında buluş. | Open Subtitles | لا , اسمع اذا اردت الحصول على هاتفك قابلنى فى الحانة التى فى تقاطع شارعى الرابع مع هيرتيو |
| Cep telefonunu açmıyorsun, bu yüzden ev telefonunu aradım. | Open Subtitles | أنت لا تردين على هاتفك النقال لهذا اتصلت بك على هاتف المنزل |
| telefonunu açmadığın için, antrenman yaptığını sanmıştım. | Open Subtitles | كنتِ لا تجبين على هاتفك , أعتقد أنك تمارسين التمارين |
| Bugün, cep telefonunu kullanarak o görüntüleri yakalamakla harika bir şey yaptın. | Open Subtitles | قمتَ بعملٍ جيّدٍ الليلة، بتسجيلِ ذلك المقطع على هاتفك. |
| Sen telefonunu açmıyordun. Beni tehdit etmişti. | Open Subtitles | انت لم تكن تجب على هاتفك وهي قامت بتهديدي |
| telefona bakmıyor musun artık? | Open Subtitles | ألا تستطيعين أن تجيبي على هاتفك بعد الآن؟ |
| Cep Telefonunda saat olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعرفين أن هنالك ساعة على هاتفك , أليس كذلك ؟ |
| Aç şu telefonu Tom. Burada hayatım tehlike altında. | Open Subtitles | اجب على هاتفك يا توم الحياة لا تحتمل هنا |
| Evet, ben de konuşmak istiyorum. telefonundaki o mesajlar, hepsi bendendi. | Open Subtitles | بالنسبة للرسائل على هاتفك فالذنب كلّه ذنبي. |
| 3 Eylül, trafikte, senin cep Telefonun. | Open Subtitles | الثالث من سبتمبر في الشارع، على هاتفك الخلوي |
| -Bilmiyorum. cep telefonundan aradım. | Open Subtitles | لا أعلم, لقد حاولت الاتصال بك على هاتفك الخلوي |
| Sonrada siz telefonunuzda neden benim aletimin resmi olduğunu açıklarsınız. | Open Subtitles | وحينها سيتوجب عليك تفسير سبب وجود صورة لقضيبي على هاتفك |