| - Seni fazlasıyla ciddiye alıyorum. - Ben Bu uçakta kalamam. | Open Subtitles | انا أخذ هذا بجدية لا أستطيع أن أكون على هذة الطائرة |
| Harika olacak. Bu dava için sekiz ayını harcadın. - Doğrusu kıskanıyorum. | Open Subtitles | سيكون هذا عظيما لقد مضى على هذة المحاكمة 8 شهور, أنا أحسدك |
| Bu adadaki köleler bir daha asla korsanlarla işbirliği yapmaz. | Open Subtitles | العبيد الباقون على هذة الجزيرة لن يقاتلون أبداً بجانب القراصنة |
| Ve Bu da beni masadaki en ilginç insan yapıyor. | Open Subtitles | وهذا ما يجعلنى أكثر شخصية مثيرة للاهتمام على هذة الطاولة |
| Ve bundan ortaya çıkan tuhaf sonuç popüler kültürümüzün çoğunluğu aslında Bu grafiklerden çıkan varsayımlar üzerine kurulu. | TED | والنتيجة الغريبة من ذلك هو أن معظم ثقافاتنا الشائعة مبنية فى الحقيقة على هذة الإفتراضات حول تركيبتنا السكانية. |
| Bu okul artık biz, Kara Şövalyeler'in kontrolü altında! | Open Subtitles | لـقد إستولى الفرسان السود على هذة المدرسة |
| Ona Bu ülkede ne adamlar doğduğunu göstereceksin. | Open Subtitles | ولكنك ستجعله يرى الرجال الذين ولدوا على هذة الأرض |
| Bu ülkede doğacak herkes bizim gibi acı çekebilir. | Open Subtitles | كل من ولد على هذة الأرض كنا سيعانى مما نعانى منه |
| Eğer Bu listeyi imzalarsanız, eşyaları alabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا وقعتِ على هذة القائمة يمكنكِ أخذ تلك الأشياء معكِ |
| Tam kenarda sallanıyoruz. Yavaşça, herkes Bu tarafa. | Open Subtitles | يجب أن نحافظ على الاتزان على هذة الحافة, ببطء للغاية,فى هذا الاتجاة |
| Bu bölük bunu başaramayacak olursa, başaracak birini bulurum. | Open Subtitles | أقض على هذة الكتيبة والا سأجد شخصاً آخر يستطيع ذلك |
| Yarbayım, Bu adada bulunan 50.000 adam, onu vurabilmek için can atıyor. | Open Subtitles | أكثر من 50.000 رجل على هذة الجزيرة يريدون قتل ذلك الوغد |
| Efendim, Bu uçaktaki her şey, çok önemli. | Open Subtitles | سيدى , كل شئ على هذة الطائرة له أولوية قصوى |
| Bu bölük bunu başaramayacak olursa başaracak birini bulurum. | Open Subtitles | أقض على هذة الكتيبة والا سأجد شخصاً آخر يستطيع ذلك |
| Yarbayım, Bu adada bulunan 50.000 adam, onu vurabilmek için can atıyor. | Open Subtitles | أكثر من 50.000 رجل على هذة الجزيرة يريدون قتل ذلك الوغد |
| Efendim, Bu uçaktaki her şey çok önemli! | Open Subtitles | سيدى , كل شئ على هذة الطائرة له أولوية قصوى |
| Bu listede çağrışım yapan var mı? | Open Subtitles | هل من أحد على هذة القائمة هنا يشد انتباهك؟ |
| Bu gemide ne arıyorsun? | Open Subtitles | ما الذى تبحثين عنة هنا على هذة السفينة ؟ |
| Bu lanet çembere inmemeliydik, biliyordum böyle olacağını. | Open Subtitles | لم يكن علينا الهبوط على هذة الكرة اللعينة كان ينبغى ان اعرف ذلك |
| Doktor Riley'e Moskova dışına kadar eşlik etmen için yerini ben ayırtmıştım. | Open Subtitles | انا حجزت لكى على هذة الرحلة لترافقى الدكتور رايلى بأمان خارج موسكو |