| Bazen öyle korkuya kapıIıyorum ki gidip Babamı bulmak istiyorum. | Open Subtitles | أتعلمين , ينتابني الخوف أحياناً أريد أن أعثر على والدي |
| Böyle sürpriz yaptığım için üzgünüm. Sadece Babamı kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | . آسف لمفاجئتك . أنا أردت فقط أن أطمئن على والدي |
| Zaten babamın kollarına sarılmış, benden kurtulmaya çalısıyor. | Open Subtitles | هي بالفعل تحاول التأثير على والدي لكي يتخلص مني |
| Burada yeniyetmelerle başım dertte, ama babamın nasıl olduğunu merak ettim. | Open Subtitles | انها حفلة مراهقين، لكنني اردت ان اطمئن على والدي |
| Namluya bakıp, Babama doğru nişan alıyorum. | Open Subtitles | وإنني أتطلع إلى الأسفل البرميل الواحد والهدف على والدي. |
| Yanlış bir şeyler söyleyip, Babam için işleri daha da zorlaştırmaktan korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن أقول شيئا خاطئاً وتصبح الأمور أسوء على والدي. |
| Babam hakkında böyle konuşma, tamam mı? | Open Subtitles | لا تقول هذا الكلام على والدي,حسناً؟ |
| Ve durum böyleyken Babamı daha iyi tanımak için onunla konuşmak mümkün olmazdı. | Open Subtitles | وعندما يحصل ذلك، فليس من السهل أن .تجري محادثة للتعرف على والدي كثيراً |
| Ve böylece otuz yıl boyunca ne ben Babamı gördüm, ne de o beni. | TED | لثلاثة عقود لم تقع عيني على والدي ولا وقعت عينه عليّ |
| Dünyanın sınırının ötesine Babamı bulmaya gideceğim. | Open Subtitles | أنا سوف تتجاوز حافة العالم. للعثور على والدي الآخرين. |
| Eğer dediklerimin hepsinde haklıysam ve sen gidip ona her şeyi anlatırsan Babamı asla hapishaneden çıkartamam. | Open Subtitles | إذا أنا الحق عن كل هذا، وكنت أقول له ما كان يحدث، أنا لن تكون قادرة على الحصول على والدي من السجن. |
| Ve Babamı, dağın en tepesinden sihirli yakutların döküldüğü derin, karanlık mağaranın en dibinde hazinesini çalarken yakalamış. | Open Subtitles | وقبض على والدي يسرق له كنزه من كهف عميق مظلم في الأعماق حيث كانت جواهر الزمرد تتدلى من أعلى الجبل |
| Bu zina bağımlısı kadın, Babamı tam anlamıyla parmağında oynatıyor. Evet, ama benim... | Open Subtitles | هذه الزانية تنفـّذ على والدي الخدعة المثالية |
| Hayalim, bu çevreyi değerli babamın önderliğinde yaşayan ve nefes alan bir yer hâline getirebilmek. | Open Subtitles | انه املي ان اساعد في عودة نفَس الحياة الى هذا الحي العزيز على والدي |
| Galiba Tom düşünce havuzunda boğuldu. Hey, babamın hediyesini niye geri verdin? | Open Subtitles | يبدو أن توم فجّر جعبة التفكير هااي، لماذا أعدت على والدي الهدية الذي اعطاك إياها؟ |
| Vücudunda babamın son sözlerini taşıyor. | Open Subtitles | وهو حاصل على والدي كتابات النهائية على جسده, |
| Birgün Babama gelip, kahveyi devral dedi. | Open Subtitles | ذات يوم عرض القهوة على والدي للبيع وقبلنا العرض |
| Babama neden yalan söylemesi gerektiğini anlıyorum ama bana neden yalan söyledi? | Open Subtitles | أعرف لماذا كذبت على والدي لكن ، لماذا تكذب علي؟ |
| Babanız zamanında Babama az çektirmemiş. | Open Subtitles | لقد اثرت مواضيع والدك على والدي بشكل سيء |
| İnsanoğlunun değişebileceğine inanıyorum ama bunların hiçbirisi Babam için geçerli değil. | Open Subtitles | أعتقد أن البشرية يمكن ان تتغيير ولكن لا شيء من ذلك وينطبق على والدي |
| Darlingler için çalışmak Babam için zordu. | Open Subtitles | العمل للـ دارلينغ كان صعباً على والدي |
| Babam hakkında dertleşmek için beraber içmeye giderdik. | Open Subtitles | كنّا نشفق على والدي حين كنا صغارا نثمل |
| Babam hakkında böyle konuşamazsın! | Open Subtitles | - لا تتهكم على والدي . - حسناً ، حسناً . |