| Yeniden bana görünmek istemiyorsan hep beni düşünmelisin. | Open Subtitles | إذا أردت أن لا تريني مجددا عليك التفكير بي طوال الوقت |
| Mekanında uyuşturucu satmak konusunda bir kez daha düşünmelisin. | Open Subtitles | ربما عليك التفكير ملياً قبل التورط في عمل الممنوعات |
| Bunu o kağıdı uçak yapmadan önce düşünecektin. | Open Subtitles | نعم ، وجب عليك التفكير بذلك قبل صناعتك للطائرة الورقية |
| Herhangi bir konu hakkında tavsiyemi istemeden önce iki kere düşün. | Open Subtitles | يجب عليك التفكير مرتين قبل أن تطلب نصيحتي على أي شيء. |
| neden bu kadar çok düşünmek zorundasın dediğin şeyi yapmıyorsun değil mi ? | Open Subtitles | لماذا عليك التفكير كثيرا ؟ لن تفعل ما تقوله ، أليس كذلك ؟ |
| Bir şey yapmadan önce düşünmen gerek. Orada beynin var. Kullan onu. | Open Subtitles | يجب عليك التفكير قبل القيام بأي شئ لديك عقل هناك بالأعلى ، استخدمه |
| Bunu bir ay önceden, sana bir şey istemediğini söylediği zaman düşünmeliydin. | Open Subtitles | كان عليك التفكير بهذا قبل شهر عندما اخْبَرَتْك بان لا تخطط لشيء |
| Belki bir kez olsun düşünmek zorunda olmamak güzeldi ama kim düşünmeyen bir kız ister ki? | Open Subtitles | و حسناً , لابأس , أجل كان ظريفاً بان لا يتوجب عليك التفكير للتغير لكن من يريد شخصاً الذي لا يفكر ؟ |
| İyi,o lisansı geri vermeyi ciddi şekilde düşünmelisin. | Open Subtitles | اذاً عليك التفكير جدياً في إعادة هذه الرخصة |
| Artık ufaklığı düşünmelisin, tamam mı? Su için teşekkür ederim Charlie. | Open Subtitles | هلّا تسترخين عليك التفكير في الطفل الٓان، اتفقنا؟ |
| Sen de üç adım geri durmayı ciddi ciddi düşünmelisin. | Open Subtitles | وأنت يجب عليك التفكير جدياً بألا تتدخل في أموري. |
| Karar verirken, ikimizin de ihtiyaçlarını düşünmelisin, sadece senin istediklerinin değil! | Open Subtitles | عندما تتخذ قراراً, عليك التفكير بما نحتاجه, لا ما تريده أنت! |
| O zaman bu küçük kızı acının ruh ikizi olarak düşünmelisin. | Open Subtitles | اذاً عليك التفكير في هذه الفتاة الصغيرة وكأنها توام روحك في الالم |
| Bunu çalıntı kurabiye satmadan önce düşünecektin ufaklık. | Open Subtitles | كان عليك التفكير في ذلك قبل أن تبيع بسكويت مسروق |
| Bunu insalara çalınmış mal sattığını söylemeden önce düşünecektin. | Open Subtitles | كان عليك التفكير في ذلك قبل أن تقول للناس أنك تبيع مسروقات |
| Evet. Bunu şeyini kız kardeşime sokmadan önce düşünecektin. | Open Subtitles | كان عليك التفكير في هذا قبل أن تحشر قضيبك في أختي |
| Yanlış bir şey yapmadan önce bir daha düşün. | Open Subtitles | قبل ان تفعل شئ غبى يجب عليك التفكير فى هذا |
| Her anı tekrar düşünmek zorundasın herkesi tekrar araştırmak, sana öğretildiği gibi. | Open Subtitles | عليك التفكير مجددًا في كل لحظة تتفقدين الجميع، مثلما درستِ لكن كيف؟ |
| Doğru, Craig. Geleceği düşünmen gerek. | Open Subtitles | هذا صحيح يا غريج عليك التفكير لاجل المستقبل |
| Yalan söylemeye başlamadan bunu düşünmeliydin. | Open Subtitles | كان عليك التفكير في ذلك قبل أن تبدأي بالكذب |
| Cidden, yeni tanıştığın herkesi öldürmeyi düşünmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | حقاً, ليس عليك التفكير بقتل كل شخص تلتقي به |
| Belki de bu konu hakkında çok dikkatli düşünmen gerekir. | Open Subtitles | ربما يجب عليك التفكير بعناية جدا عن ذلك. |
| Bir sürü ölü köpek yavrusu düşünmen gerekiyor. | Open Subtitles | سيتحتم عليك التفكير بأمر الكثير من الجراء الميتة |
| Matematiği düşünmek zorundasınız... ve başka şey düşünemezsiniz... | Open Subtitles | يتوجب عليك التفكير بالرياضيات وليس بوسعك التفكير بشيء آخر طوال اليوم. |
| Çünkü onları Laurel ile kıyaslamaya devam ediyorsun ki bu imkansız bir standart ve bunu biraz gevşetmeyi düşünebilirsin. | Open Subtitles | لأنك لا تنفك تقارنهن بـ (لورل) وهو معيار مُحال الإيفاء به ولعلّ عليك التفكير في التغاضي عنه. |
| Ama aklından geçenleri bilmek istiyorsan... daha sinsi, daha çarpık, daha çıkarcı düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | لا اعرف, ولكن اذا اردت الدخول الى عقلها عليك التفكير بطريقة ملتوية ومتلاعبة, مثل تفكريها |