| Hayır. Beni istiyorsan, bunun için çalışmalısın. | Open Subtitles | لا , إذا أردت القبض عليّ عليك العمل على ذلك |
| Hayır. Beni istiyorsan, bunun için çalışmalısın. | Open Subtitles | لا , إذا أردت القبض عليّ عليك العمل على ذلك |
| Sana iş teklif ediyorum çünkü burada hepimiz dışlanmış insanlarız. | Open Subtitles | انا أعرض عليك العمل لأنّنا أجانب هنا |
| Artık çalışmak istemiyorsan, çalışmak zorunda değilsin, değil mi? | Open Subtitles | ليس عليك العمل الآن .. إذا لم ترغبي بذلك |
| Çünkü onunla sen çalışmak zorundasın ve yavaş yavaş gitsen iyi olur. | Open Subtitles | حسناً, لان عليك العمل معها وهذا الصوت يبدو ان يجب عليك الذهاب |
| İşi sana önerdi değil mi? | Open Subtitles | عرض عليك العمل... |
| O zaman sahne de benimle çalışacaksın. | Open Subtitles | إذاً، سيكون عليك العمل معي على خشبة المسرح |
| İlla bizimle çalışmak zorunda değilsin. Fakat bir şekilde çalışman gerek. | Open Subtitles | ليس عليك العمل لنا، لكن عليك العمل. |
| Hukuk alanında ilerlemek için, bunu bir kenara bırak mevki ve önem sahibi biri olabilmek için günde olan saatlerden daha fazla saat ve haftada olan günlerden daha fazla gün çalışmalısın. | Open Subtitles | للتفوق في مجال القانون لنترك ان تصبح رجل مهم و متمكن عليك العمل لساعات على مدار أيام الأسبوع |
| Bilemiyorum. Belki de yeni bir şey üzerinde çalışmalısın. | Open Subtitles | لا أعلم، ربما عليك العمل على شيء آخر جديد |
| Biliyorum. Üzgünsün ama çalışmalısın. | Open Subtitles | أنا أعلم ذلك، أنت متأسف لكن يجب عليك العمل |
| - Sana iş teklif eden adam. | Open Subtitles | -الشخص الذي عرض عليك العمل . |
| - Sana iş teklif eden adam. | Open Subtitles | -الشخص الذي عرض عليك العمل . |
| Benim için ağır çalışmak zorunda değilsin, ve sabırlı olmak zorunda da değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك العمل بجد لأجلي وليس عليك ان تكون صبوراً |
| House için çalışmak zorunda değilsin ama bana 20 saat klinik borcun var. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك العمل لـ هاوس لكنك مدين لي بـ 20 ساعة في العيادة |
| Noel arefesinde çalışmak zorunda olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | مرحبا يا صاح. لا أصدّق أن عليك العمل مساء عيد الميلاد |
| Nasıl olduğunu biliyorsun. Böyle bir işte saçma saatlerde çalışmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت تعرفين كيف تسير الامور عليك العمل لساعات سخيفة في هذه الوظيفة |
| ♪ ne ekerse onu biçersin o yüzden üzülme™ª ♪ sana verilen adamla çalışmak zorundasın™ª işte böyle. | Open Subtitles | ،تحصل على مالديك * * لذا لا تغضب عليك العمل * * مع الرجل الذي لديك |
| Sana verilen adamla çalışmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك العمل .مع الرجل الذي لديك |
| Dünyaya vizyonunu göstermek istiyorsan şeytanla çalışacaksın, derdi. | Open Subtitles | قال لو أردت إيصال رؤيتُك للعالم، فيجب عليك العمل مع الشيطان. |
| Evet, bunun üzerinde çalışman gerek. | Open Subtitles | ربما يجب عليك العمل على ذلك |