| Şu bir gerçek ki bugün dünya Daha önce olduğundan çok Daha tehlikeli. | TED | من الواضح أن العالم اليوم أصبح أكثر خطورة مما كان عليه من قبل. |
| Daha hızlı bir şey istiyorsak, Ketamine yönetim tarafından zaten onaylandı. | TED | فإذا ما أردنا شيئاً عاجلاً، كيتامين موافق عليه من قبل الإدارة. |
| Ve DARPA'dan aldığımız parayla bunu gösterebildik. | TED | وببعض الدعم المالي الذي حصلنا عليه من وكالة الدفاع للمشروعات البحثية المتقدمة يمكننا فقط أن نعرض هذا. |
| Elimizde bir yıllık Florida'dan çıkarılmış aram emri var. Ama sağlam değil. | Open Subtitles | لدينا مذكرة للقبض عليه من فلوريدا لكن التهمة صغيرة جداً |
| Onu bir ikinci el dükkanından almıştı. | Open Subtitles | على الأرجح انه حصل عليه من متجر للأشياء المستعملة |
| Gözetim kasetlerinden kimliği teşhis eder etmez, Onu bir veri tabanına göndereceğiz ve kim olduğunu bulacağız. | Open Subtitles | بمجرد أن تتمكني من التعرف عليه من أشرطة المراقبة، سنتمكن من ارسالها إلى قاعدة البيانات وسنعرف من يكون |
| Vivian Van Pelt'ten aldığım yüzük mü? | Open Subtitles | ذلك الخاتم؟ الذي حصلت عليه من فيفيان فان بيلت. |
| Yok, yok, öyle bir şey yok! Daha önceden planladığımız bir şey. | Open Subtitles | لا شيء من هذا القبيل، فقد كان ذلك متفقا عليه من قبل |
| Onu Daha önce içeri atamadık çünkü tanıklık edecek kimse yoktu. | Open Subtitles | نحن لم نستطيع القبض عليه من قبل, لأنه لن يشهد أحد. |
| Daha önce kimsenin gözlerinin görmediği bir adam Maine Ulusal Bankası'ndan içeri giriyordu. | Open Subtitles | دخل رجل لم تقع عينا أحد عليه من قبل الى بنك ماين ناشيونال |
| Sırf 8.5 milyon dolara bir adım Daha yaklaşasın diye. | Open Subtitles | لترفع قيمة ما ستحصل عليه من اموال إلى8.5 مليون دولار. |
| Sokaklarda başıboş dolanmasındansa Daha önemsiz bir suçtan dolayı onu tutukladın. | Open Subtitles | أنت القبض عليه بتهمة أقل كبيرة فقط للحصول عليه من الشارع. |
| Hannah'dan aldım. Söyle, s.rt.k, ne var? | Open Subtitles | حصلت عليه من هانا كيف حالك أيتها العاهرة ؟ |
| {\pos(192,210)Veronica'dan tüm aldığım bir*** | Open Subtitles | أنا كل ماحصلت عليه من فورنيكا كان أسبوعاً من الأحباط |
| George Altman'dan gece gündüz, her daim. | Open Subtitles | حصلت عليه من جورج التمان ليله بعد يوم بعد ليله |
| Ronald'dan aldığımız gaz değişik bileşenler içeriyormuş. | Open Subtitles | الغاز الذي تحصل عليه من رونالد يحتوي على عنصر السرية. |
| Boruyu ben yapmadım. Onu bir inşaat sahasından aldım. | Open Subtitles | أنا لم أصنع الأنبوب حصلت عليه من موقع بناء ما |
| Onu bir sıralamadan seçebilirmisin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تتعرفي عليه من بين صف من الأشخاص؟ |
| Bu kitapçık ve onun yetişme şekli, Omaha Beach'ten Almanya'ya kadar hep onun yardımcısı olmuşlar. | Open Subtitles | ذلك دليل تدريب حصل عليه من من شاطي اومها في المانيا |
| İnternet'ten tanıştığı bir adam için ona tavsiyeler vermiştin.. | Open Subtitles | لقد نصحتها في الأسبوع الماضي بخصوص رجل تعرفت عليه من الإنترنت |
| Neden mi? Çünkü Amerikan bir çocuk tarafından ateş edildi. | TED | لماذا؟ لأنه تم إطلاق النار عليه من قِبَل طفل أمريكي. |