"علي العشاء" - Translation from Arabic to Turkish

• Akşam yemeğinde
• Yemek için
• Akşam yemeğine
• Akşam yemeği için
• içinden yemeğe

Yani kurt adama dönüşecek ve Akşam yemeğinde beni yiyeceksin.
إذن ، إذن أنت ستتحول إلي ذئب وتتناولني علي العشاء.

Nick, Akşam yemeğinde sana katılamayacağım için üzgünüm.
جيد,أنا أسف لن أستطيع أن أنضم إليك علي العشاء الليلة

- Tamam kardeşim. Kendine iyi bak. - Yemek için sağol.
حسناً يا أخي اهتم بنفسك شكراً علي العشاء

Ama, tanıştığımıza sevindim ve Yemek için de teşekkür ederim.
لكن ,سٌرِرتٌ بمقابلتكم وشٌكراً علي العشاء

Bu yüzden seni Akşam yemeğine götüreceğim teşekkür niyetine.
لذا سوف أدعوك علي العشاء كإعتراف بالجميل

Akşam yemeği için kocamla randevum var.
سأقابل زوجي علي العشاء

"Dünyadaki herkes içinden yemeğe konuk olarak kimi seçerdin?"
باختيار اي شخص في العالم, من تختاره ليكون ضيفك علي العشاء

Gel şimdi. Akşam yemeğinde aileme eşlik etmen benim için onurdur.
والآن هيا، سيكون شرفاَ عظيم أذا شاركت عائلتي علي العشاء

- O dediğin eski Dave'di. Akşam yemeğinde yeni Dave'i konuşmaya ne dersin?
لقد كان هذا ديف القديم , ماذا لو نتقابل ونتكلم عن ديف الجديد علي العشاء ؟

Bir ara Akşam yemeğinde sana onunla ilgili naçizane tavsiyeler vermekten mutlu olurum.
سأكون سعيداً لأعطائك أثنين من ملاحظاتي عنه علي العشاء في وقتاً ما

Akşam yemeğinde gevrek yiyorsun. Masan oyuncaklarla dolu.
انت تتناول رقائق الذره علي العشاء ومكتبك مكتظ بالالعاب

Geçen gün Akşam yemeğinde birilerinin yanında oturuyordum, ve kraliçenin William Hill'in dışında oturduğu bu resmin harika olduğunu söylüyorlardi.
كنت جالسة الي جانب احدهم علي العشاء في اليوم التالي, وكانوا يقولون انه هناك تلك الصورة العظيمة للملكة جالسة خارج ويليام هيل

Yemek için sağol.
شكراً علي العشاء

Yemek için çok teşekkürler.
شكرا علي العشاء

Yemek için teşekkürler.
شكراً علي العشاء

Yarın gece için Julia'yı Akşam yemeğine davet ettim ve şayet sen de burada olursan memnun olurum.
أريد أن أدعو جوليا علي العشاء ، غداً مساءاً. وأريدك أن تنضم لنا.

Bu yüzden kendisini Akşam yemeğine davet ettim.
لذلك لقد دعوتها علي العشاء الليله

- Daha önce sordum ama şey. Akşam yemeğine gelsen çok güzel olurdu.
لكن سيكون من اللطيف أن تأتي علي العشاء

- Akşam yemeği için geciktin.
-لقد تأخرت علي العشاء

- Akşam yemeği için teşekkürler, baba.
-شكراً علي العشاء يا أبي