| Tabii, bir sonraki gün onu araman için bilerek bırakmış ta olabilir. | Open Subtitles | إلا إذا كانت تركتها عمدا َ لتقوم بالأتصال بها اليوم أمممممم ,أمممممم |
| Yani bazı simgeleri bilerek silip, bilgisayardan eksik simgeyi öngörmesini istiyoruz. | TED | حتى نقوم بمحو عمدا بعض الرموز ، و نطلب من الحاسوب التنبؤ بالرموز المفقودة. |
| Bu doğrulama listesini dünyada sekiz hastanede uyguladık, bilerek kırsal Tanzanya'dan Seattle'daki Washington Üniversitesi'ne kadar yerlerde. | TED | نفذنا هذه المرجعية في ثمانية مستشفيات في أنحاء العالم، عمدا في أماكن من تنزانيا الريفية بجامعة واشنطن في سياتل. |
| CA: Yani, biri sizi dava etti, seni oraya koydular, nezarete konuldun bunun için, ve bunu kasıtlı olarak yaptın. | TED | كريس: إذا شخص قاضاك في المحكمة، وأخذوك هناك، وكنت في الحبس رهن التحقيق لبعض الوقت، و فعلت ذلك عمدا. |
| bile bile kalıyor musun? Bu aptalca. | Open Subtitles | إنتظرى أن أظهرت ضعفك عمدا, لقد كان شيئا غبيا. |
| Birisine isteyerek asla zarar vermez. | Open Subtitles | وقال انه لم يفعل شيئا إلى الضرر عمدا بشخص ما. |
| Eninde sonunda, varlıklarından bizi haberdar edeceklerini düşünüyorsunuz; bilerek ya da farkında olmadan, elekromanyetik sinyallerle ya da başka bir şekilde. Ve bizler, hala ikna edici bir işaret göremedik. | TED | على أقل تقدير، قد تفكّر بأنهم سيكشفون عن وجودهم، عمدا أو دون قصد، عبر إشارات كهرومغناطيسية بأي شكل كان. |
| Regina bilerek benim önümde Aaron'a kur yapıyordu. | Open Subtitles | ريجينا إصطنعت التعلق ب عمدا عندما رأتنى. |
| Kurbanlarını bilerek yaralaması onu sadist katiller arasına sokuyor. | Open Subtitles | فإصابته لضحايا عمدا من شأنه ان نعتبره مثال للقاتل السادى |
| Şu Juliet denen hatun bence bilerek kendini kaybettirdi. | Open Subtitles | جوليت هذه أو أيا كانت مما أراه,قد تركت رجالنا خلفها عمدا |
| Bir idam davasında kanıtı bilerek yok etmişsin. | Open Subtitles | لقد اخفيت الادلة عمدا فى قضية حكم بالاعدام |
| Yani,eminim arkadaşların beni bilerek öldürmek istememişlerdir. Her ihtimale karşı İyi yanlarını görmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | انا متاكدة ان اصدقائك لم يحاولوا قتلي عمدا ساحاول الا اغضبهم للاحتياط |
| Bizim meslekte bilerek yalan söylemek önemlidir. | Open Subtitles | في مجال عملي , عندما يكذب احدهم عمدا يكون لهذا دلالة معينة |
| O yüzden bunu gösterdiğimde sinirlenme. Çünkü bilerek yapmadım. | Open Subtitles | لذا حين أريك اياه لا تهلعي لأني لم أقم به عمدا |
| Yani bizi bilerek mi bataklığa düşüreceksin? | Open Subtitles | هل تعني انك سوف تحطمنا عمدا فى المستنقع؟ |
| kasıtlı veya kasıtsız, sana yaptıkları her ne ise, haklıydın. | Open Subtitles | حسنا، سواء هم عملوا هذا إليك عمدا أو ليس، أنت كنت صحيح. |
| kasıtlı olarak.Haylazlar ben düşerken gülüyorlardı. | Open Subtitles | عمدا . البرغرات الصغيرة كانت تشجعني عندما سقطت |
| - Peki nasıl oluyor da biri Pete Riggs'i kasıtlı olarak üç numaralı tünelde bırakıyor? | Open Subtitles | نحن نبحث عن بعضها البعض، تفهم؟ فكيف هو أن شخصا عمدا يترك بيت ريجز عليها في نفق رقم ثلاثة؟ |
| Çok yakın bir gelecekte Tarsus bile bile bilgi sızdırırsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | أنا لن أُفاجأ بأن في المستقبل القريب جدا، أن نادى طرسوس عمدا يسرب قليلا من المعلومات للعامة |
| Başından beri yöntemini isteyerek değiştirdiği varsayımından hareket ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل على افتراض انه غير اسلوب القتل عمدا |
| Onu sevdiğimi söylerdim ve beni Kasten terk etmediğini bildiğimi söylemek isterdim. | Open Subtitles | كنت لأقول له فقط اني احبه واني اعرف انه لم يتركني عمدا |
| Mahsus bıraktın, umudundaydım. | Open Subtitles | دائماً احب ان اعتقد بأنّك تَركتَه عمدا |
| özellikle yapılan bir yağ lekesi. | Open Subtitles | و لماذا أضيفت عمدا تللك البقعه من الزيت ؟ |
| O çılgın gözlerin arkasında sinsi bir kundaklama planı mı yapıyorsun? | Open Subtitles | أعندك مؤامرة حقيرة لأحراق المخبز عمدا خلف هذه الاعين المجنونة ؟ |
| Mulder soğuk kanlılıkla birini öldüremezdi. | Open Subtitles | قلته قبل ذلك مولدر لا يعمل هذا - رجل نبتة عمدا. |