| Maria Kupiecka, bir fahişe, aynı zamanda ajanlarımızdan biri. | Open Subtitles | ماريا كوبييتسكا ، عاهرة و اٍحدى عملائنا السريين |
| Bu film ajanlarımızdan birisi tarafından çekildi, evden çıktığında Washington'da kaydettiğin o mesajı ona da geldi. | Open Subtitles | هذا الفيلم تم تصويره بواسطه احد عملائنا عندما غادرت المنزل فى اعقاب الرساله التى تنصتنا عليها و التى جاءت من واشنطن |
| Yeni ismi olan yeni bir şirketiz. Müşterilerimizin inanabileceği bir şirket. | Open Subtitles | أحنا دلوقتى شركة جديدة بأسم جديد شركة عملائنا ممكن يؤمنوا بيها |
| Yine de en iyi ajanlarımız aile sorunları olmayanlardan çıkıyor. | Open Subtitles | ومجدّداً، فإن أفضل عملائنا مُتفوّقين لعدم وجود إلتزام عائليّ لديهم. |
| En büyük müşterilerimizden biri anlaşma imzalamak için benimle bizzat görüşmek istedi. | Open Subtitles | واحد من أكبر عملائنا طلب الإجتماع معي شخصياً لكي نقوم بتوقيع إتفاقية. |
| Ama Bay Lewis özel bir müşterimiz ve biz özel Müşterilerimizi arkadaşımız olarak görürüz. | Open Subtitles | و الان اعتقد ان السيد لويس احد العملاء المميزين جدا و نحن نعتبر عملائنا المميزين اصدقاء |
| En iyi ajanlarımızın bu olayda gece gündüz çalıştığını ikinize de temin edebilirim. | Open Subtitles | يمكننى أن أوكد لكلاكما أن أفضل عملائنا يعملون على هذا على مدار الساعه |
| Yenilerini kovalarken eski müvekkillerimizi kaybetmek istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد أن نفقد عملائنا القدامى بينما نحن نسعى إلى استقطاب عملاء جدد |
| Kendi ajanlarımızdan üçüne karşı bir operasyon düzenleyip rüşvet aldıkları sırada baskın yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل قضيه ضد ثلاثه من عملائنا لضبطهم وهم يأخذون الرشاوى |
| ajanlarımızdan biri bildirdi, Apophis bizim bulunduğumuz yeri biliyormuş. | Open Subtitles | لقد تلقينا رسالة من أحد عملائنا أن أبوفيس يعلم مكاننا |
| En etkili ajanlarımızdan biri Natalie Connors'a yakın yaşıyor. | Open Subtitles | وأحد أكثر عملائنا الرائعين ليس بعيد عن ناتالي كونورس |
| Gece gündüz çalışan adamlarımızdan ve Müşterilerimizin başka yerler bulacağından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ولا نذكر رجالنا خارج الشارع , و عملائنا سوف يجدون اماكن جديده |
| Ve beraber İzlanda'daki finansal krizin içinden öz kaynağımızdan veya Müşterilerimizin hesaplarından hiçbir direkt kayıp vermeden kurtulduk. | TED | ومعاً استطعنا ان نمر عبر خندق الازمة المالية في آيسلندا دون ان نخسر اي شيء من اسهمنا او من حسابات عملائنا |
| Oh evet! Müşterilerimizin zor duruma düştüklerini görmekten hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد أكره أن أرى عملائنا مضايقات. |
| Onunla ilgili bir ipucu bulabilmek için tüm ajanlarımız çalışıyor. | Open Subtitles | فوضت الأمر لجميع عملائنا للسعي إلى ما قد يقودنا إليه |
| ajanlarımız Kleist Pansiyonu'nda araştırma yaptı. | Open Subtitles | التحقيقات التي اجريت من قبل عملائنا في بينشيون كليست. |
| İsteğinizi kabul ederdim... ama bizler müşterilerimizden daha hızlı yol almalıyız. | Open Subtitles | أنا أود أن أجبرك لكن، أُناس مثلنا يجب أن يكونوا قادرين على السفر أسرع من عملائنا |
| Ama Bay Lewis özel bir müşterimiz ve biz özel Müşterilerimizi arkadaşımız olarak görürüz. | Open Subtitles | و الان اعتقد ان السيد لويس احد العملاء المميزين جدا و نحن نعتبر عملائنا المميزين اصدقاء |
| OAS'nin içindeki ajanlarımızın hiçbiri işimize yaramaz. | Open Subtitles | شبكة عملائنا يالكامل داخل منظمة الأو أية إس غير جيدة إلينا. |
| Eğer müvekkillerimizi sıraya koymazsak, açacak bir şirketimiz de olmaz. | Open Subtitles | إن لم نحضر عملائنا في صفنا لن تكون لدينا شركة لفتحها |
| Yaklaşık 1.5 saat önce Rıza ve iki ajanımız babanın binasında vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | لقد وجدنا ريزا واثنان من عملائنا مقتولون بمبنى والدك منذ ساعة ونصف |
| Hemen bütün Müşterilerimize işlerin aksamayacağını bildiren bir telgraf göndermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | الآن علينا أن نرسل في الحال برقية إلى كل من عملائنا تأكيداً لهم بان اعمالنا لن تنقطع بسبب هذا |
| birisi kapıya doğru 3 el bombası attığında 16 siville birlikte iki ajanımızı kaybettik. | Open Subtitles | لأنه تم تفجير ثلاث قنابل في المقهى الذي كانوا فيه .. وجُرح الكثير وتم قتل اثنين من عملائنا بالإضافة إلى 16 مواطناً |
| Bay Shimomora gönderdiğiniz bağlantı süreleri müşteri hesaplarından biriyle örtüşüyor | Open Subtitles | السجلات التي فحصتها تُرسلَ إلى أحد عملائنا. |
| Saygı duymakla beraber, ne zamandan beri kendi ajanlarımızı dinleme işindeyiz? | Open Subtitles | مع كامل احترامى, منذ متى ونحن نعمل على التنصت على عملائنا ؟ |
| Temelde bir metodolojidir müşterilerimizle çalışırken onlara sahip oldukları kaynakları saptamalarında yardımcı olmamız için çok sistematik bir düşünce süreci sağlar. | Open Subtitles | انه أساسا عملية منهجية التي تساعدنا عندما نتعامل مع عملائنا من خلال نظام دقيق جدا لعمليات مدروسة |
| - Ve seni ajan olarak işe almamızı istiyorlar. | Open Subtitles | و يريدوننا أن نوظـِّفك كواحدٍ من عملائنا |
| Savunma Bakanlığı 1 6 NSA ajanımızın öldürüldüğünü bildirdi. | Open Subtitles | أعلمني الآن بأن 16 من عملائنا قد ماتوا في هجوم على وكالة الأمن القومي |