| Eğer bir kişiye söylediğini duyarsam, seni dedemin bozuk para çorabıyla döverim. | Open Subtitles | إن اكتشفت أنك أخبرت أي أحد، سأضربك بجورب عملات جدي |
| "...bir sürü elmas, altın, bozuk para..." | Open Subtitles | أو كلّ شيء ، ونحن وجدنا الكثير من الماس ، الذهب ، عملات معدنية |
| Orada gerçekten mevcut değerinden daha değerli madeni paralar var mı? | Open Subtitles | ألديهم عملات معدنية هناك حقـًا؟ تقدر بأكبر من قيمتها الحقيقية ؟ |
| ...kâğıt para, dolar ve tüm Avrupa ülkelerinin paraları bulurduk. | Open Subtitles | مال ، دولارات ، عملات أجنبية من جميع أنحاء أوروبا |
| Sonra da öldürüldüğü gece, kuyumcunun midesinden üç altın sikke çıktığını öğrendim. | Open Subtitles | عندها عرفت بوجود ثلاث عملات مكتشفة في بطن الصائغ في ليلة مقتله |
| Ya böyle, yada annem... Uyuşturucuyla susturulup birkaç kuruş için ağzına verilecekti. | Open Subtitles | تنتشي بالمخدرات و تضاجعُ لـخمسِ عملات معدنية |
| İrlanda parası? | Open Subtitles | عملات آيرلندية؟ |
| Bir kaç bozukluk, kağıt yok. | Open Subtitles | بضعة عملات معدنية ، لكن لا يوجد أموال نقدية. |
| - Güç madalyonları sonunda gemiye döndü. | Open Subtitles | {\H000080FF\3cH000080FF\blur7}{\fnArabic Typesetting}عادت عملات الطاقة إلى السفينة أخيرًا |
| Bunu dolduracak birini bul. Metal, bozuk para... bıçak, çivi, ne varsa beş dakika içinde istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تملؤها بكل شئ معدني تجده مفاتيح,عملات,سكاكين,مسامير.. |
| Bir bozuk para çantasına, salatalık sokmaya çalıştığını düşün. | Open Subtitles | تخيلي محاوله جعل خياره تدخل فى حقيبة عملات. |
| Bir makas kalmış, hamburger kâğıdı kalmış, 39 sent bozuk para kalmış, bir de mısır koçanını daha iyi tutmak için koçana sokulan plastik şeylerden kalmış. | Open Subtitles | هناك مقص، مغلفة برغر، عملات 39 سنتا، وبعض غطاء من البلاستيك تستخدم لالتفاف الذرة؟ |
| Bilirsin...değerli metaller,nadir paralar,bazı eski pullar,bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | معادن نادرة , عملات نادرة أشياء قديمة وطوابع بريدية تاريخية |
| Yeğeninin midesinde değerli paralar olan masum bir berber. | Open Subtitles | حلاق برىء لديه عملات ثمينه فى معدة أبن أخته |
| Dünyanın bozuk paraları, artı aygıt arşivinden bir emisyon spektografı. | Open Subtitles | وجدت عملات العالم، بالإضافة جهاز بعث وقياس الأطياف من الأرشيف |
| sonra bozuk paraları ve fıstıkları makinenin altına koyuyoruz. Ve zamanla kargalar gelip, fıstıkları yiyorlar | TED | ونضع عملات نقدية وفول سوداني حول قاعدة الآلة. ومن البديهي ان تأتي الغربان وتأكل الفول السوداني |
| İstasyonda trene binecek her 500 kişilik grup için 1.000 altın sikke. | Open Subtitles | ألف دولار على هيئة عملات ذهبية لكل 500 رجل يركبون محطة القطار |
| Bitkiler bir altın ve üç kuruş. | Open Subtitles | "الأعشاب قيمتها "تايله وحده و ثلاث عملات |
| Hepsi eski yeşil Amerikan parası. | Open Subtitles | كلها عملات أمريكية |
| Raylara bozukluk koyabilir ezildiklerini izleyebiliriz | Open Subtitles | يمكننا أن نضع عملات معدنيه على سكة الحديد و نشاهدها و هي تلتوي |
| - Güç madalyonları sonunda gemiye döndü. | Open Subtitles | {\H000080FF\3cH000080FF\blur7}{\fnArabic Typesetting}عادت عملات الطاقة إلى السفينة أخيرًا |
| - Döviz, altın, resimler ve kabartmalar içerebilir. | Open Subtitles | من الممكن انه يحتوي على عملات سبائك ذهبية رسومات و زخارف |
| -Bunlar Roma sikkesi mi? | Open Subtitles | أهذه عملات رومانية ؟ |
| altın para derken, şu İspanyol sikkeleri mi? | Open Subtitles | عملات الذهب، مثل العملات الأسبانيّة المعدنيّة القديمة؟ |
| Yüksek güvenlikli depodaki güvenlik sistemi altın sikkelerin çalındığı müzayede evinden çok daha karmaşık. | Open Subtitles | النظام الأمني في المستودع أكثر تعقيداً من دار المزادات التي سرقت منها عملات الذهب |
| - Bu çok güzel. Eğer bunu yapabilseydim, bozukluklar için sokaklarda dansetmezdim. | Open Subtitles | لو انني استطيع ان اصنع ما تصنع لما وجدتني ارقص في الشوارع من اجل بضعة عملات |