| Şunu söylemeliyim ki, efendim, burada gerçekten iyi iş çıkardık. | Open Subtitles | لا تتحرك أعترف يا سيدي أننا أدينا عملاً رائعاً هنا |
| Kabul etmeliyim ki doktor iyi iş çıkartmış. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ، أن هذا الطبيبِ عَمِلَ عملاً رائعاً. |
| TV de gördüm, iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | رأيتها على التلفاز، كان عملاً رائعاً |
| Belle Jolie için çok iyi bir iş yaptığını söylüyorum sadece. | Open Subtitles | كل ما أقوله هي انها عملت عملاً رائعاً على بيلي جولي |
| Yukarı çıkmak ve tribünlerde oturmak ve oyuncuları oynarken seyretmeyi, ve o hafta iyi bir iş yapıp yapmadığımı görmek isterim. | TED | أحببت أن أجلس على المقعد وأشاهد اللاعبين يلعبون، وأقيّم إن كنت قد فعلت عملاً رائعاً خلال الأسبوع. |
| Dinle, polisleri takdir ederim. Bence Harika bir iş yapıyorsunuz ve burada avukatım gelene kadar seninle muhabbet etmekten de memnunum. | Open Subtitles | إسمع، أنا أحترم رجال الشرطة وأظنك تؤدي عملاً رائعاً ويسرني الجلوس والدردشة معك حتى وصول محامي |
| Çok iyi bir işti. | Open Subtitles | عملاً رائعاً جداً |
| Gizli servis çok iyi iş çıkardı bugün. | Open Subtitles | الخدمة السرية أدت عملاً رائعاً اليوم |
| Çok iyi iş çıkardınız, millet. | Open Subtitles | أنتم يا رفاق عملتم عملاً رائعاً |
| Arkadaşım Joel'in çok iyi iş çıkardığını ondan tüm evin inşaatına katılmasını isteyebileceklerini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني صديقي بأن (جول) يعمل عملاً رائعاً ، ربما سيرغب بالإستعانة به لإعادة ترميم منزله بالكامل |
| İyi iş çıkardınız. | Open Subtitles | قدمت عملاً رائعاً |
| Kesinlikle çok iyi iş çıkarmışsın Spanky. | Open Subtitles | لقد أنجزت لنفسك عملاً رائعاً (سبانكي) |
| - İyi iş çıkardın. | Open Subtitles | -لقد كان عملاً رائعاً حقاً |
| Bu arada, hepiniz çok iyi bir iş başardınız. | Open Subtitles | أريد أن أخبركما أنكما أنجزتما عملاً رائعاً. |
| Yine de iyi bir iş gibi. | Open Subtitles | ومع ذلك .. يبدو لي أنه سيكون عملاً رائعاً بحق .. |
| Sanırım bir arkadaşımı ve bebeği korumak için kuralları çiğneyerek oldukça iyi bir iş çıkardım, öyle değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أننى أديت عملاً رائعاً فى كسر القواعد أثناء محاولة حماية صديق وطفلة أليس كذلك؟ |
| Kredi pazarının kilitlenmesi ile satışlarınızın 2010'da yavaşlayacağına bizi ikna ederek iyi bir iş yaptınız. | Open Subtitles | أنجزتَ عملاً رائعاً بإقناعنا بأن الأسواق المالية مجمدة ودخل المبيعات في عام 2010 منخفض |
| Harika bir iş çıkardın, sevgili profesör. | Open Subtitles | لقد اتممت عملاً رائعاً يابروفسوري العزيز |
| Bu şartlar altında babam burada gerçekten de Harika bir iş başarıyor. | Open Subtitles | أتدري، أبي يؤدي عملاً رائعاً تحت هذه الظروف |
| - Bu iyi bir işti, Ferg. | Open Subtitles | (ذلك كان عملاً رائعاً يا (فيرغ |