| Daha sonra, Kabil'e gittim ve Taliban'ın düşüşünün ardından Afganistan'da çalıştım. | TED | لاحقا، سافرتُ إلى كابل و عملتُ في أفغانستان بعد سقوط طالبان. |
| Bitkilerle, bakterilerle, mürekkep balıklarıyla ve meyve sinekleriyle çalıştım. | TED | لقد عملتُ مع النباتات و البكتيريا.. و الحبار، و ذباب الفاكهة. |
| Bir yazılımcı ve teknoloji uzmanı olarak, yıllar boyunca sayısız kentsel teknoloji projesinde çalıştım. | TED | كمُطور برمجيات وتقني عملتُ على عدة مشاريع تكنلوجية مدنية على مر السنين |
| Ufak tefek bazı şeyler yaptım. Muhtemelen bunları çoktan biliyorsundur. | Open Subtitles | عملتُ بعض الأمور تحت تأثيره، لكنّك ربما تعرفين عن ذلك. |
| Gizem Şirketinde sadece 3 haftadır çalışıyorum, ...ve benim katil olabileceğimi düşündüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لقد عملتُ في شركة الغموض لثلاثة أسابيع، ولا أصدّق أنّكَ تعتقد أنّي قاتلة |
| Almanya, Norveç ve çeşitli başka yerlerde çalışmıştım, ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne Britanya delegasyonu için çalışmak üzere New York'a gönderildim. | TED | عملتُ أيضا في ألمانيا ، النرويج، في أماكن أخرى متنوعة، لكنني أُرسلتُ إلى نيويورك للعمل في البعثة البريطانية في مجلس الأمن الدولي. |
| 80'li yıllarda bir saklanma yerini idare eden insanlar için çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا الشماس هناك عملتُ لصالح القوم الذين أداروا هايداوي في الثمانينيات |
| Bu yırtıcı-av kaynak paylaşımı modeli kendi araştırmamda üzerinde çalıştığım bir şey. | TED | هذا النموذج من نمط مشاركة الموارد بين المفترس والفريسة هو أمر عملتُ عليه في بحثي. |
| Gerçekten çok çalıştım, Amerika'dan öğrenci bursu kazandım ve bir kanser araştırmacısı oldum. İşimi seviyorum. | TED | لذلك فقد عملتُ بجد حصلتُ على منحة دراسية للولايات المتحدة، حيث أصبحتُ باحثة في مجال مرض السرطان ولقد احببتُ عملي. |
| Ben bir ekonomistim, ve 30 yıldır, ülkemde ve dünyada kamu maliyesi için çalıştım. | TED | إنني خبيرة اقتصادية، وعلى مدى 30 سنة الأخيرة، عملتُ في قطاع التمويل العام في موطني الأصلي وحول العالم. |
| Sevdiğim kişiye dönmek için toplayabildiğim kadar ışık toplayıp en parlak güneş olmak için çalıştım. | Open Subtitles | ،هذا ، حتى أعود للشخص الذي أحبّهُ قمتُ بتجميع كل الأنوار التي لديّ و عملتُ بجدّ حتى أكون أكثر شمس مُشرقة |
| - Oh, anlıyorum. Bu gördüğün yüz üzerinde çok çalıştım. | Open Subtitles | لقد عملتُ على هذا الوجه لفد أخفيت كُل شيء لذا لا يُمكنك رؤية المكياج |
| Orada on yıl çalıştım ama sonra bazı şeyler tükenmeye başladı. | Open Subtitles | لقد عملتُ هناك لعشر سنوات ولكن بعدها ساءت الأمور تماماً |
| Benim durumumdaki pek çok kişi gibi, izleyen birkaç yıl orada burada dolaşıp, nerede iş bulduysam, çalıştım. | Open Subtitles | كما فعل الكثير من أمثالي لقد إنتقلتُ من مكانٍ الى آخر و عملتُ أينما إستطعتُ |
| Tüm bunları sen kafanın derinliklerindekilere ulaşasın diye yaptım. Şimdi ise herşey oldu bitti mi diyorsun? | Open Subtitles | لقد عملتُ كل جهدي من أجل أن تصل الى نهاية الغموض, و الآن قد إنتهى الامر؟ |
| Bütün bunları hayatını dayanılmaz hale getirip en başta yapman gerektiği gibi müdüre gitmen için yaptım. | Open Subtitles | أوه ، أنا فقط عملتُ كل تلك الأشياء لبدء حياتك البائسة جداً وأن تذهبي للمدير بالمقام الأول |
| 6 yıldır o ikisiyle çalışıyorum. 6 yıl ve bana böyle sırtlarını dönüyorlar. | Open Subtitles | لقد عملتُ لست سنوات مع هذين الاثنين، ستة سنوات وانقلبوا عليّ بهذه السُهولة. |
| Sadece bilgisayardan gelen bir ses olmasına rağmen iki yıl önce Amerika'da L ile birlikte çalışmıştım. | Open Subtitles | .. على الرّغم مِن أنّني لم أتلقّى الأوامِر إلا مِن جهاز كمبيوتَر فقَد عملتُ معهُ في قضيّة لمُدّة سنتيْن في أمريكا |
| Başgardiyanla çalışıyordum Brad adında iri kıyım bir adamdı. | Open Subtitles | عملتُ مع قائد الحرس، وهو رجل مدلّل قويّ البنية ومقوّس الساقين |
| Evet, fakat çalıştığım çelik fabrikası bombalandı ve okulum yandı. | Open Subtitles | بلى ، لكنهم دمّروا معمل الفولاذ الذي عملتُ فيه |
| Teşkilatta çalışırken bizi böyle açık eden birine ne yapardım biliyor musun? | Open Subtitles | عندما عملتُ في الوكالة, أتعلم ماذا كنتُ لأفعل لشخصٍ يفضحنا بمثل تلك الطريقة؟ |
| Onlar adına pek yolunda gitmeyen bazı yatırımlar yapmıştım. | Open Subtitles | عملتُ بعض الإستثمارات لهم التي لم تجدي نفعاً. |
| Eğer Hawes'ta çalışırsam, kendi hikayelerim için daha fazla zaman olur. | Open Subtitles | أذا عملتُ في هاوس سيكون لدي المزيد من الوقت للكتابه |
| Bu hayvanın dünyada yatacak yeri yok. Onu kilitli tutmak için çok uğraştım. | Open Subtitles | .لا مكان لذلك الوحش في العالم عملتُ جاهداً لإبقائه محتجزاً |
| 15 yıl önce, bir biyologla açık ortaklık sonrasında ne ile ve nasıl çalıştığımı tamamen değiştirdim. | TED | منذ 15 سنة، غيّرت كليًّا ما عملتُ معه وكيف عملت بعد تعاونٍ ملهمٍ مع عالِم للأحياء. |
| Ve ben biz biz tüm bunları başarmak için çok çalıştık. | Open Subtitles | ولقد عملتُ.. نحن.. نحن عملنا جاهدين فقط كي نبعد كل هذا |
| Yani, o websiteye çok emek harcadım. | Open Subtitles | أعني , بأني عملتُ بجد على ذلك الموقع الأليكتروني |