| Bir şekilde, buluşmayı, alıcısını operasyon merkezine dek izlemek için kullanmış. | Open Subtitles | رغم ذلك , يبدو أنها قد أستعملت طعم لأجل تعقيب مشتريها الذى عاد إلى قاعدة عملياته |
| Söylediğine göre bu operasyon dokunulmamıştı çünkü arkasında bir polis vardı. | Open Subtitles | أن عملياته تمر بدون تدخل أحدهم لأن لدية شرطي في جانبة فراي |
| On sene önce operasyonlarını merkeze taşıdı ve ve müşterilerini genişletti, .ilk önceliği silah dağıtıcılığı. | Open Subtitles | الآن، قبل 10 سنوات، نقل عملياته للبلدة وجدد عملائه، وركز على التجارة بالأسلحة. |
| Bize, Güney sınırı operasyonlarını göstermek istedi. | Open Subtitles | اراد ان يرينا عملياته في الحدود الجنوبية |
| Yasadışı işlerini ortaya dökeceğini bildiği bir projeyi. | Open Subtitles | مشروع هو يعلم أنه كان سيفضح عملياته غير القانونية |
| IPLA'in lideri Abu Nazır'ın dağdan bu operasyonu emrettiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | فى جبال شمال العراق و يعتقد إن أبو نزير، قائد عمليات القاعدة، يدير عملياته منه. |
| Söylentiye göre işini şeker dükkanı gibi Dünyanın her yerinde korsanları işe alarak yürütüyor. | Open Subtitles | الخلاصة هيَ أنه يُدير عملياته بحرّفية عن طريق تجنيد خبراء في الكمبيوتر من جميع أنحاء العالم |
| Onun operasyonları hakkında bilgi vermek isteyen herkese. | Open Subtitles | أي شخص يريد أن يعطيني معلومات عن عملياته. |
| Chicago'daki operasyon merkezlerinin tam yerini tespit edebildik. | Open Subtitles | كنا قادرين على تحديد قاعدة عملياته في "شيكاغو". |
| Eğer orası operasyon merkezleriyse, | Open Subtitles | .. اذا كانت هذه قاعدة عملياته |
| Mr. Pushkin in adamları ölmüşse operasyon sekteye uğrar. | Open Subtitles | أن موت رجال سيد (بوشكين) قد أعاق مجرى عملياته هُنا. |
| Ricky'ye operasyon yapılan yer burası. | Open Subtitles | هُنا حيث يدير (ريكي) عملياته. |
| CIA'da Boşluk-21 denen bir hücre kurmuş orada da kendi istihbarat operasyonlarını görüyor. | Open Subtitles | لذا أنشأ خلية ضمن "الاستنخبارات المركزية" اسماها ٢١-خفي يدير منها عملياته الاستخباراتية الخاصة |
| CIA'da Boşluk-21 denen bir hücre kurmuş orada da kendi istihbarat operasyonlarını görüyor. | Open Subtitles | لذا أنشأ خلية ضمن "الاستنخبارات المركزية" اسماها ٢١-خفي يدير منها عملياته الاستخباراتية الخاصة |
| operasyonlarını genişletmeye uğraştığına dair dedikodular duyuyorum. | Open Subtitles | سمعت إشاعات إنه يفكر في توسعة عملياته |
| Bu Kessler denen adam çok uzun bir süredir kendi özel operasyonlarını yürütüyor. | Open Subtitles | (تذكروا أن (كاسلر أدار فريق عملياته الخاص لوقت طويل |
| Singh yasadışı işlerini burada da yapmak istiyor. | Open Subtitles | يحاول " سينق " يحاول نقل عملياته الغير شرعية إلى هنا |
| Önemli işlerini görüyor gibi. | Open Subtitles | يبدو إنه يقوم بأغلب عملياته الكبرى. |
| Tonelli hapisten bile operasyonu yönetebilir mi peki? | Open Subtitles | هل قد يكون مازال ينشّط (تونيلي) عملياته خارج السجن؟ |
| Bay Pushkin'in adamlarının ölümü buradaki operasyonu baltaladı. | Open Subtitles | أن موت رجال سيد (بوشكين) قد أعاق مجرى عملياته هُنا. |
| Söylentiye göre işini şeker dükkanı gibi Dünyanın her yerinde korsanları işe alarak yürütüyor. | Open Subtitles | الخلاصة هيَ أنه يُدير عملياته بحرّفية عن طريق تجنيد خبراء في الكمبيوتر من جميع أنحاء العالم |
| Ortaklaşa operasyonları: | Open Subtitles | منمعاونيهفى عملياته: |