| Ya da amcası, beşiğinin yanına idrar örneği bırakacak diye? | Open Subtitles | ام أن عمها يترك عينات من بوله الى جانب مهدها |
| Ancak üniversite mezunu amcası ona dünyayı görme, toplumun bir parçası olma şansını vermek istedi. | TED | لكن عمها كان خريج جامعي أرادها أن تحظي بفرصة لترى العالم أن تكون جزءَا من المجتمع |
| Kızın amcası Sovyet istihbaratında albay. | Open Subtitles | عمها عقيد في المخابرات السوفيتية رقص معها |
| Bu kız bu akşamüstü resmi olarak amcasının nezaretinde taburcu edilmiş. | Open Subtitles | لقد تم تسريح هذه الفتاة رسميا .هذا المساء تحت رعاية عمها |
| Ben amcasıyım. Bu kayınbiraderimin arabası. - Bazı üniversiteleri gezdirmeye götürüyorum. | Open Subtitles | أنا عمها ونحن نزور المدارس القريبة لاننا سكنا حديثا هنا |
| Saba, babasını ve amcasını hapse attırmaya kararlıydı ama hastaneden ayrıldıktan birkaç gün sonra ona affetmesi için baskı yapıldı. | TED | صبا كانت عازمة على إرسال عمها ووالدها إلى السجن لكن بعدما غادرت المشفى بأيام، تم الضغط عليها للعفو عنهم. |
| Afedersiniz. Burada amcasıyla yaşayan kızı tanıyor musunuz? Clarisse. | Open Subtitles | إسمح لي هل تعرف الفتاة التي يعيش هنا مع عمها ؟ |
| amcası ile yemek yedik Çok kibar ve nazik bir insan. | Open Subtitles | تعشينا مع عمها إنه رجل لطيف جدا , رجل محترم |
| Şehre yeni taşındı ve geçen ay amcası öldü. | Open Subtitles | انها فقط انتقلت الى المدينة وتوفي عمها الشهر الماضي. |
| Onu, bu bölgedeki çıplak şeytanların efendisi olan ve aslına bakarsan biraz da tanışıklığım olan amcası Patowomeck'in yanına gönderdiler. | Open Subtitles | قاموا بإرسالها إلى عمها باتوويماك رب الشياطين العاري في تلك المنطقة و من قبل ، أحد معارفه |
| Babalar gününe amcası gelen bir tek ben vardım. | Open Subtitles | أنا الواحدة التى حضر عمها فى يوم الأباء, بدلا من أبواها |
| Babalar gününe amcası gelen bir tek ben vardım. | Open Subtitles | لقد كنتُ الوحيدة التى أتى عمها إلى حفلة عيد الوالدين |
| Bu Jerry amcası. | Open Subtitles | واحد من أفضل الاماكن لدى أمك وهذا هو عمها جيري |
| amcası Emir Mısır'daydı ve bu ülkeye gelmek gibi bir niyeti yoktu. | Open Subtitles | عمها الأمير ، كان في مصر و لم تكن لديه خطط لزيارة هذا البلد |
| Önce takılıyorduk... sonra amcasının onu duş alırken nasıl izlediğini anlattı. | Open Subtitles | بدءاً، تغازلت بثدييها، ثم روت لي تحرش عمها بها في الحمام |
| Söyle ona kendisi boş bir hayalin peşinden koşarak bütün vaktini ve parasını harcarken üç yıldır taksicilik yaparak ona destek çıkan amcasının görünüşüyle dalga geçerek neyi amaçladığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أخبرها: أني أتسائل كيف تتحدث هكذا مع عمها الذي دعمها هذه السنوات الثلاثة بعمله كسائق تكسي لها بينما كانت تضيع الوقت |
| Pazartesi günü de amcasının reklamcılık şirketinde işe başlayacağım. | Open Subtitles | سأعمل لدى عمها من يوم الإثنين في مجال الإعلانات |
| Sorun yok. Ben amcasıyım. | Open Subtitles | .حسناً, أنا عمها |
| Geçen gün, saat onu on geçe amcasını gördüğüne inanmadığı söylerken ne demek istemiştin? | Open Subtitles | ماذا قصدت بالقول أنك لم تصدقها عندما قالت أنها رأت عمها في العاشرة و عشر دقائق ؟ |
| Ama Gustav amcasıyla birlikteyse gayet iyi demektir. | Open Subtitles | ولكنها مع عمها جوستاف ولهذا فأنها ستكون على ما يرام |
| Sakin ol. amcasına bir not. | Open Subtitles | إهدا ، الملاحظات المدونه فى المُفكره كانت إلى عمها |
| Lucy'de, Jerry dayısı burada olduğu zaman seviniyor, değil mi, Lucy? | Open Subtitles | نعم . ولوسي تحب تواجد عمها جيري صحيح . لوسي ؟ |
| Kuzenin, Amcasından kalan mirası öğrenince eminim çok şaşıracak. | Open Subtitles | أتخيل أن بنت عمك ستتفاجأ كثيراً عندما تعرف عن النقود التي تركها عمها لها |
| O burada bir kuzenini kaybetti. Bunun hakkında konuşmamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد فقدت ابن عمها هنا حاول ألا تتحدث فى الأمر |
| Imogen'in amcasi konusma yaparken kahkaha atmami saglamisti. | Open Subtitles | لقد جعلني أضحك بشدة في حين عمها كان يلقي خطاباً |
| Daha bu sabah küçük kuzenine... hiçbir sebep olmaksızın vahşice vurmuş. | Open Subtitles | -بالطبع -هذا الصباح فقط -ضربت ابن عمها بوحشية دو استفزاز منه |
| Ben de onun dayısıyım. | Open Subtitles | أنا عمها أيضًا في آخر مرة راجعتُ ذلك فإننا لا نزال متزوجان |
| O, dayısının masum olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | إنها تعتقد أن عمها بريء |
| Benim onayımı alması gerekir. Ben onun ikinci kuzeniyim. | Open Subtitles | يجب عليه أن يأخذ الإذن مني أنا ابن عمها |
| - Artık eniştesiyim. | Open Subtitles | لأنى عمها |