| Bu tören ekibi olayının benim için anlamı büyüktü, ...ve sen gelip her şeyi elimden aldın, ...ben de aynısını sana yaptım. | Open Subtitles | لقد عنت مسألة لجنة المركبات الكثير لي وأتيت أنت وسلبتني إيّاها، ورددتُ لك الصنيع |
| Rocco Üçler'in hiç bir anlamı yok. Ama onun 'birlik' fikrinin var. | Open Subtitles | لا تعني فكرة حبوب طلاب الإعدادية شيئاً ولكن فكرته عن الوحدة عنت شيئاً |
| Bak, o zaman bir anlam ifade ediyordu ve şimdi de ediyor ama istediğin anlamı ifade ettiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | انظر لقد عنت شيئاً في حينها والأن لاتعني شيئاً لكن لا اعتقد انها تعني ماتريد منها ان تعني |
| Bak, geçen gece bizimle geldiğin için teşekkür edip etmediğimi bilmiyorum ama benim için çok şey ifade ettiğini bilmelisin. | Open Subtitles | لا اعرف اذا كنت قد شكرتك من قبل لذهابك معى بالامس لكنها حقا عنت لى الكثير |
| Fakat şimdi o iyi polis, orada tüplere bağlı olarak yaşıyor sanırım onun için bir şeyler ifade ediyordur. | Open Subtitles | لكن الآن لدينا تلك المرأة في الداخل تلك الشرطية الصالحة التي تتنفّس بأنبوب لعين لأنها عنت لها شيئاً |
| Belki de üstüne bakım kremi süreceğini felan kastetti. | Open Subtitles | ربما عنت انها ستدهنه بمرهم فقط |
| Ama bilgisayar bunu demek istemedi. Harf harfine "saklandı" demek istedi! | Open Subtitles | لكن كما ترين، لم تعني آمنين بل عنت، عنت حرفيا .. |
| Belki bu resimlerin kurban için bir anlamı yahut katil ile arasındaki ilişkiye dair bir ipucu olabilir. | Open Subtitles | لربّما عنت هذه الصُور شيئاً للضحيّة، أدلّة على العلاقة بينها وبين القاتل. |
| Dün gecenin bize özel bir anlamı olduğunu düşünmüştüm ama anlaşılan o ki Catherine buna katılmıyor. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أن ليلة أمس عنت شيئا مميزا بيننا لكن من الواضح أن كاثرين لا توافقني الرأي |
| Öpüşmemizin bir anlamı var sanmıştım. Oysa, o anı bana bunu aktarmak için kullandı. | Open Subtitles | إعتقدت أن قبلتنا عنت شيء ما بالمقابل, إستغل اللحظة كى... |
| Kaçıyosun, çünkü bu öpücüğün bir anlamı var. | Open Subtitles | تهربين لأن القبلة عنت لكِ شيئاً |
| Bu Fiero'nun anlamı bizim için çok büyük. | Open Subtitles | لقد عنت تلك الفييرو الكثير لنا جميعاً |
| Yani, ben o öpücüğün birşey ifade ettiğini düşünmemiştim ama... | Open Subtitles | ... اقصد, اني لم اعتقد ان تلك القبلة عنت شيئاً |
| Sence, onun için bir anlam ifade ediyor muyumdur? | Open Subtitles | أتظنّين أنّها قد عنت لها أيّ شيء على الإطلاق؟ |
| Belki sana pek bir şey ifade etmedi ama benim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | أني,ربما لم تعنِ لك الكثير لكنها عنت الكثير لي |
| Derin derken temeli mi kastetti sence? | Open Subtitles | أتظن أنه عنت أساساته بالضبط؟ |
| Ben de oral seksi kastetti sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت بأنها عنت الجنس الفموي |
| Ağabeyini kastetti. | Open Subtitles | عنت أخاها |
| "Tucker, bar tezgahında yardım eder misin" demek istedi bence. | Open Subtitles | أعتقد أنها عنت تاكر ساعد خلف البار |
| Baş Yaşlı, başka bir başarısızlığı daha göze alamayız derken ne demek istedi? | Open Subtitles | ماذا عنت الزعيمة عندما قالت، "لا يمكننا تحمل فشل آخر" |
| Ama bu fırsatı kaçırmamanı istiyorum çünkü çocukken benim için çok önemliydi bu. | Open Subtitles | لكني اريدك ان تمنح هذا فرصه لأنها عنت لي الكثير عندما كنت طفلاً |