| Ama kocamla tanıştığım zaman turnelere gitmemden ve onu yalnız bırakmamdan hoşlanmadı. | Open Subtitles | لكن عندما التقيت زوجي لم يرغب ان اذهب بعيداً بجولات واتركه وحيداً |
| Seninle tanıştığım zaman sen tedirgin, asabi... bir eziktin. | Open Subtitles | عندما التقيت بك كنتَ عصبياً خاسر بعصبية شديدة |
| - Seninle tanıştığım zaman... | Open Subtitles | - عندما التقيت لك... |
| İlk tanıştığımızda, elinle burayı temizlemeye çalışıyordun. | Open Subtitles | لقد كنت ينفضوا هذا القسم من معطفك عندما التقيت بك. |
| tanıştığımızda baban bir mobiletin üstünde tütün çiğneyen budalanın tekiydi. | Open Subtitles | والدك عندما التقيت به كان أحمقاً يمضع التبغ ويستقل دراجة نارية صغيرة |
| Oxford'ta Freddy Cavendish ile tanıştığımda harika bir yaz günüydü. | Open Subtitles | لقد كانت صيفية جميلة في اكسفورد عندما التقيت بفريدي |
| Jarrah ile tanıştığımda bitki biliminde doktora yapıyordum. | Open Subtitles | كنت اقوم برسالة الدكتوراه بعلم النباتات عندما التقيت جراح |
| İlk tanıştığımızda seninle yatmak istemiştim. | Open Subtitles | حسنا، لقد أردت حقا أن أضاجعك عندما التقيت بك للمرة الأولى |
| Dürüst olmak gerekirse, seninle ilk tanıştığımızda bunun üstesinden gelemeyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اتعلم ، لأكون صادقة تماما معك عندما التقيت بك للمرة الأولى لم أكن أعتقد أنك ستتحمل ذلك |
| Colin ve ben tanıştığımızda, hangi ortak yönlerimizin olduğunu merak ederdim. | Open Subtitles | عندما التقيت بكولين، تساءلت ما المشترك بيننا |
| Seninle tanıştığımızda, birbirimize aşık olduğumuzda... bildiğin üzere barış anlaşmasında görüşmeler yapıyordum. | Open Subtitles | عندما التقيت بك عندما وقعنا في الحب.. أنت تعلم أنني كنت أتفاوض بشأن تسوية سلمية |
| Sonra Henry ile tanıştığımda yan yol izledim. | Open Subtitles | ثم حصلت على الجانب تعقب عندما التقيت هنري. |
| Tobias ile tanıştığımda ben de böyle hissetmiştim. | Open Subtitles | حسنا هذا ما شعرت به عندما التقيت توبياس |
| Nick ile tanıştığımda sigarayı bırakmıştım. | Open Subtitles | لقد تركت التدخين عندما التقيت بـ (نيك) |