| Tamam, ve duyguyu hissettiğin zaman -- biraz zaman alabilir -- camı şişenin içine atmanı istiyorum. | TED | حسناً، عندما تشعرين بهذا الإحساس أسقطي القطعة داخل الزجاجة. قد يستغرق الأمر بعض الوقت |
| Daha iyi hissettiğin zaman ev işlerinde bana yardım edersin. | Open Subtitles | عندما تشعرين بتحسن يمكنكِ مساعدتي في أعمال المنزل |
| Bir şeyi bu kadar güçlü hissettiğin zaman, kendine sormalısın: "Bu gerçek mi?" | Open Subtitles | عندما تشعرين بشئ غريب يجب عليك سؤال نفسك، هل هذا حقيقى؟ |
| Tamam, anlıyorum. Kendini hazır hissettiğinde geri dön. | Open Subtitles | حسناً،أنا متفهم ارجعى عندما تشعرين أنكِ مستعدة |
| Kendini daha iyi hissettiğinde içeri çağırmamı ister misin? | Open Subtitles | أتريدنى ان اخبرها ان تأتى لاحقا عندما تشعرين انك أحسن ؟ |
| Parmağımı hissettiğin anda bana söyle. | Open Subtitles | اخبرينى عندما تشعرين باصبعى فى اسفل قدمك. |
| Kendini mecbur hissettiğin anda, tek yapman gereken bozuk parayı bırakmak. | Open Subtitles | عندما تشعرين أنك مجبرة على ان تتركينها كل ما عليك فعله هو تركها |
| Böyle hissettiğin zaman beni aramanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منكِ أن تتصلي بي عندما تشعرين هكذا |
| Kendini kötü hissettiğin zaman yüzüyorsun çünkü. | Open Subtitles | انت تسبحين عندما تشعرين بالاحباط |
| Pekala kendini hazır hissettiğin zaman, hızla gel! | Open Subtitles | عندما تشعرين بالراحة اقفزي |
| Uzun zamandır birlikte değiliz biliyorum ama bilirsin, güzel birşey hissettiğinde ve bu duygunun sona ermesini istemediğinde? | Open Subtitles | لكن هل تعلمين عندما تشعرين بشعور رائع وأنك لا تريدين هذا الشعور أن ينتهى؟ |
| Üzerinde baskı hissettiğinde o mutlu yere git. | Open Subtitles | عندما تشعرين بالضغط فقط إذهبى إلى هذا المكان |
| Ve tehlike hissettiğinde kendini nasıl korumaya aldığını görebiliyorum. | Open Subtitles | وأري الطريقة التي تحمين نفسك بها عندما تشعرين بالخطر |
| Pekâlâ. Ağrı ya da acı hissettiğinde bunlardan iki tane al. | Open Subtitles | حسنٌ، تناولي إثنتان من هذه عندما تشعرين أنكِ تحتاجينهم |