| Bir su kabını öne koyduğunuzda, herhangi birinin bir yudum aldığı açıktır. | Open Subtitles | عندما تضع حوض كبير ملئ بالماء الصافى توقّعأنيأخذمنه أحد بعض الرشفات. أعنىأنهذاتعذيب. |
| Bu üzerine belirli bir nesneyi koyduğunuzda ışıkları yanan ve müzik çalan bir kutu. | TED | وهو عبارة عن صندوق يضىء ويعزف الموسيقى عندما تضع فوقه أشياء محددة وليس عندما تضع أشياء أخرى. |
| Kafanı bir şeye taktığında onu elde ediyorsun. | Open Subtitles | عندما تضع شئ في عقلك ، تذهب للخارج و تحققه |
| Bir yere sıcak tost koyduğun zaman küçük nem damlaları bırakır. | Open Subtitles | عندما تضع الخبز على أي سحطح يترك قطرات صغيره من الندى |
| Kilisenin başına Almanın tekini geçirirsen böyle olur işte. | Open Subtitles | هذا الذي يحدث عندما تضع سلطة الكنائس تحت يد الألمان |
| Krema şırıngasını boğazına koyduğunda ilaçlarımızı almadan önce. | Open Subtitles | عندما تضع القليل من المثلجات في حلقك قبل ان نأخذ أدويتنا |
| Kararını verdiysen verilmiştir zaten... | Open Subtitles | عندما تضع شيء في ذهنك، فستختلقه |
| Her ikisi bir araya getirildiğinde, acımasız öldürücü bir makinaya dönüşür. | TED | عندما تضع هذين الجزيئين معاً، يصبح لديك آلة قتلٍ فتاكةٍ متنقلةٍ. |
| En fazla sürtünmeyi elinizi veya ayağınızı kaya üzerine ilk koyduğunuzda elde edersiniz. | TED | أكثر الإحتكاكات تحصل عندما تضع يدك أولاً أو قدمك على الصخرة. |
| Dudaklarınızı etrafına koyduğunuzda, bazı davranışlarınızı size hatırlatmayacaksa. | Open Subtitles | اذا لم يقوم بتذكيرك ببعض التصرفات التي كنت تفعلها عندما تضع شفتاك عليه |
| Kafanızı yastığa koyduğunuzda bunu düşünün. | Open Subtitles | وفكر بهذا عندما تضع راسك على الوسادة في الليل |
| makine üzerine bir çeyreklik koyduğunuzda ne olduğunu göstereceğim. | TED | سأعرض لكم ما يحدث عندما تضع ربعًا على الماكينة . |
| Adalet Bakanlığı sana kelepçe taktığında mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون سعيدا عندما تضع وزارة العدل الأصفاد بيدك |
| El'in Morgana King albümünü taktığında attığı haftalık nutku. | Open Subtitles | اطروحة الاسبوع عندما تضع البومها المفضل مورغن كينغ |
| Ama o korkunç ağızlığı taktığında... | Open Subtitles | ولكن عندما تضع هذه الكمامة علي |
| - Çünkü aynı odaya iki kabadayıyı koyduğun zaman, ...işler normalde iyi gitmiyor. | Open Subtitles | لأنّه عندما تضع متنمّريْن معا في غرفة ، الأشياء لا تسير جيّدا بشكل عام |
| İngiltere tahtına şeytanı oturtursan böyle olur işte! | Open Subtitles | هذا ما تتحصل عليه عندما تضع الشيطان على عرش "إنجلترا". |
| Kopmuş parmağını kaba koyduğunda, bakteri oluşmuş, | Open Subtitles | عندما تضع اصبعك المقطوع ذو الشكل الجديد في القذورات، قفاز مليئ بالبكتيريا |
| Kararını verdiysen verilmiştir zaten... | Open Subtitles | عندما تضع شيء في ذهنك، فستختلقه |
| Tüm bu zihinsel hastalıklar bir araya getirildiğinde toplam evrensel hastalık yükünün yaklaşık yüzde 15'ini oluşturuyor. | TED | عندما تضع جميع الأمراض النفسية معا، تمثل ما يقرب من 15 في المائة من إجمالي أمراض العالم |