| Yüzüğü öpmeyi bırakınca, jüri üyeleri Nazi gibi davranmaya başladı. | Open Subtitles | عندما توقفت عن تقبيل الخاتم، القضاة يصبحون ألمان شرقيون عليك. |
| Çalışmayı bırakınca, nöbetlerin durması tesadüf değil. | Open Subtitles | ليس صدفة أن النوبات توقفت عندما توقفت عن العمل |
| Kuzenim bıyıklarını almayı bırakınca aynısını ona söylemiştik. | Open Subtitles | هذا ما كنا نقوله لعمتى عندما توقفت عن ارتداء شارب |
| Seni memnun etmeyi bıraktığım zaman. | Open Subtitles | عندما توقفت عن محاولة ارضائكِ |
| Kumar oynamayı bıraktığım zaman, bu arkadaş bahisçim Jonathan Meade, borcumu unuttu. | Open Subtitles | قد يتم طلب شهادات مشفوعة بقسم عندما توقفت عن المغامرة صديقي وكيل مراهناتي (جوناثان ميد) |
| Şehire gelmeyi bırakınca öldüğünü düşündüm. Hayır. | Open Subtitles | ظننت بأنك مت عندما توقفت عن القدوم للبلدة. |
| Ve tüm hayatımı ondan nefret etmekle harcamayı bırakınca başka şeylere odaklanabilmeye başladım. | Open Subtitles | و عندما توقفت عن قضاء كل وقتي أكرهه كان لدي التركيز على أمور أخرى |
| Annie, hayatım yürümeyi bırakınca sonlanmadı ve üzgünüm ama seninle tanıştığım anda da başlamadı. | Open Subtitles | يا (آني) حياتي لم تنتهي عندما توقفت عن المشي و أعتذر ، لكنها لم تبدأ مجدداً . بالدقيقة التي قابلتك فيها |