| Bu kırsal bölgeye ilk geldiğimizde, beş yaş altındaki çocukların yüzde 45'i kötü beslenme nedeniyle normal bir gelişim gösteremiyordu. | TED | عندما نأتي لهذه المنطقة الريفية، 45 في المائة من الأطفال تحت سن الخامسة توقف نموهم بسبب سوء التغذية. |
| Ayrıca oğlum, Derd bana tüyleri almaya geldiğimizde ödeme yaparsınız demişti. | Open Subtitles | و إلى جانب هذا يا بنيّ؛ : قال ديريد بإمكانكم تسديدنا عندما نأتي من أجل الريش |
| Los Angeles'a geldiğimizde neden sadece tenis oynuyoruz? | Open Subtitles | لماذا فقط نلعب التنس عندما نأتي الى لوس انجلوس ؟ |
| Sence bir daha buraya geldiğimizde sahte Paris'te kalabilir miyiz? | Open Subtitles | أتظن بإمكاننا في المرة القادمة عندما نأتي هنا السكن في باريس المزيفة؟ |
| Buraya geldiğimizde nasıl küçümseyerek baktığını fark etmedim mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن بأني لم ألاحظ كيف تصبح متعالي عندما نأتي إلى هنا ؟ |
| geldiğimizde Jenny, Ian'ın güzel tütünleriyle birlikte diğer iyi şeyleri de saklıyor. | Open Subtitles | نعم,جيني تخبيء السلع الجيده عندما نأتي جنباً الى جنب مع تبغ أيان الجيد |
| Seni cezaevine tıkmak için geldiğimizde nasıl olacak bil istedim. | Open Subtitles | أردتك أن تعلم ما سيكون الشعور عندما نأتي لجرّك إلى السجن |
| Hayır, biz geldiğimizde hiç burada olmaz. | Open Subtitles | كلا, لا يتواجد هنا أبداً عندما نأتي |
| "Böylece onun için geri geldiğimizde onun bizim kızımız olduğunu biliyor olacaksınız." | Open Subtitles | "لذا عندما نأتي لأجلها، سوف تعرفون إنها ابنتنا". |
| Çantayı almaya geldiğimizde vereceğiz. | Open Subtitles | سنعطيه لك عندما نأتي لاخذ الحقيبة |