| Carrie Saldırıya uğradığında polise demişti ki, polise o hayvan durmadan şunu tekrarlamış: | Open Subtitles | عندما هوجمت كاري اخبرت الشرطة , قالت ان ذلك الحيوان , لم ينفك يقول لها |
| Trish peki dün senden aldığımız, üzerinde bulunan kıyafetler Saldırıya uğradığında üzerinde bulunan kıyafetler değil miydi? | Open Subtitles | و،يا تريش، الملابس التي أخذناها منك يوم أمس، لم يكونوا التي كنت ترتدينهم عندما هوجمت |
| Saldırıya uğradığında kusma pozisyonunda olabilir. | Open Subtitles | قد تكون كانت في وضع التقيوء عندما هوجمت |
| Lilly saldırıya uğradığı zaman onu takıyordu. | Open Subtitles | ليلي كانت ترتديها عندما هوجمت |
| Panditji saldırıya uğradığı zaman orada ne yapıyordun? | Open Subtitles | عندما هوجمت بانديت ... ماذا هناك؟ |
| Saldırıya uğradığında galiba kusuyormuş. | Open Subtitles | لقد تبين إنها كانت تتقيأ عندما هوجمت |
| O Saldırıya uğradığında amcamla aynı arabadaydı. | Open Subtitles | كانت في السيارة مع خالي عندما هوجمت |
| Sahibin Saldırıya uğradığında neden havlamadın, ha? | Open Subtitles | لماذا لم تنبح عندما هوجمت سيدتك, هه ؟ |
| Bir saat önce aracım, Navi Araz tarafından yürütülen bir terörist örgütün arta kalan elemanları tarafından Sepulveda ve National'ın kesişiminde Saldırıya uğradığında, Dina Araz'ı federal tutuklama merkezine götürüyordum. | Open Subtitles | منذ ساعة كنت أقوم بنقل (دينا أراز) إلى السجن المركزي الفيدرالي عندما هوجمت سيارتي من قبل إرهابيين من خلية (نافي أراز) |
| Matmazel Cunningham Saldırıya uğradığında? | Open Subtitles | عندما هوجمت الأنسة كاننجهام ؟ |
| - Saldırıya uğradığında yalnızdın. | Open Subtitles | أنت كنت وحيد عندما هوجمت |
| Bakın, tesadüf zannediyordum ama Emily Saldırıya uğradığında fark ettim. | Open Subtitles | لقد اعتقدتُ أن ذلك مُصادفة ولكن عندما هوجمت (ايميلي) عرفتُ الأمر |