| - Tekrar kendine gelince, onunla konuşmalısınız. | Open Subtitles | عندما يأتى إليك فعليك أن تتكلم معه ما المدة التى مرت على حدوث ذلك؟ |
| Oyuncu gelince,3 haneli ışık yanar,bu onun avarajı. | Open Subtitles | لأنه عندما يأتى اللاعب فهو يسجل ثلاث أعداد رقميه, وهذا هو معدله |
| Anne dinle,posta gelince beni cep telefonumdan ararmısın? | Open Subtitles | اسمعى يا أمى , عندما يأتى البريد هلاتستدعينى من غرفتى؟ |
| Ama o oraya geldiği zaman biz onu bir orduyla karşılayacağız. Yanımdan hiç ayrılmayın. | Open Subtitles | لكننا سنقابلة بجيش عندما يأتى أبقا بقربى |
| ve misafir geldiği zaman, "Tootsie Yuvarlan" yatağında yatacaklar. | Open Subtitles | و عندما يأتى ضيوف ممكن ان يناموا على ذلك السرير |
| Tren geldiğinde yanında olmak istiyorum. | Open Subtitles | سأكون بجانبك عندما يأتى ذلك القطار |
| Tamam... Wraithler buraya gelince. Gelecekler... kendimizi nasıl koruyacağız? | Open Subtitles | عندما يأتى الريث إلى هنا ، و سيفعلون فكيف يمكننا الدفاع عن أنفسنا ؟ |
| Cathy, bebek gelince Goffi bizimle kalamayacağını söyledi. | Open Subtitles | تقول كاثى بأنه عندما يأتى الطفل غووفي لا يستطيع البقاء معنا |
| Adamım dergi üyelik aidatları gelince harbiden kafayı yiyecek | Open Subtitles | إنه حقاً سيفقد صوابه عندما يأتى اشتراك المجلات |
| Singapurlu müşteriler buraya gelince bu tarz şeyleri seviyorlar. | Open Subtitles | عندما يأتى العملاء السنغافورييّن الى المدينة، يحبّون هذا الهراء |
| Bir kez silah arkadaşlarım gelince, esir alınmış olan sen olacaksın. | Open Subtitles | عندما يأتى رفاقى , ستكون انت المقبوض عليك |
| Ji Young-min buraya getiriliyor. O gelince konuşalım bunu. | Open Subtitles | جيى يونج مين فى طريقة الأن دعنا نتحدث عندما يأتى |
| Ortalığı batırmakta üstüne yok ama iş temizlemeye gelince ortalıktan yok oluyorsun. | Open Subtitles | لكن عندما يأتى الوقت لتنظيف واحدة أنتَ أم آى أى |
| Sevdiği insanlara gelince öyle değil. | Open Subtitles | ليس عندما يأتى الامر للاشخاص الذين يحبهم |
| Bahar gelince Kongre'ye barış için dava açmayı tavsiye edeceksiniz. | Open Subtitles | ...عندما يأتى الربيع ... سوف تنصح الكونغرس بأن يلتمسوا السلام |
| Yemek geldiği zaman, oyunlar bitecek. | Open Subtitles | حسناً , عندما يأتى الطعام هذه نهايه اللعبه |
| Ellerimi, ancak polis arkadaşlarından biri geldiği zaman çekerim. | Open Subtitles | سأفعل عندما يأتى بعض الضباط من قسمك إلى هنا |
| Ama bittiği zaman o gün geldiği zaman, sen ve ben Seattle'a geri döneceğiz. | Open Subtitles | عندما يأتى ذلك اليوم, انا و انتى سوف نذهب مباشرة الى سياتل, وسوف سوف نطرق نحن الاثنين ذلك الباب سوياً |
| Richard sana geldiği zaman ona şüphesiz evet diyeceksin. | Open Subtitles | .... ستبدى موافقتك لـ "ريتشارد" عندما يأتى أسلحة , جنود , كل ما يريد |
| Yemin ederim, geldiği zaman onu öldüreceğim. | Open Subtitles | أقسم أنى سأقتله عندما يأتى |
| Aramıza geldiğinde yanında olmak için. | Open Subtitles | حتى أكون فى المتناول ... عندما يأتى بيننا |