| Sınırda hafif bir gecikme oldu. Varış istikametine giden yola yeni girdim. | Open Subtitles | تأخير بسيط عند الحدود ، أنا في الطريق إلى نقطة الانزال الآن |
| Sonra gidip gümrüktekilerle, bu işi Sınırda durdurmaya çalışanlarla konuştum. Onlar da dedi ki; "Bu iş burada çözülmez. | TED | ثم ذهبت وتحدثت مع الأشخاص الذين يعملون في الجمارك وحاولت إيقاف المخدرات عند الحدود فقالوا لي: إنك لن توقفها هنا |
| Ben bu işaretin harikuladeliğini kullanarak çocukların Sınırda ailelerinden ayırılmalarına dikkat çekmek istedim. Çok basit bir harekette bulundum. | TED | أردت استلهام عبقرية هذه الإشارة لجذب الانتباه لمشكلة انفصال الأطفال عند الحدود. وقمت بحركة بسيطة للغاية. |
| Öğlen, Sınırdaki markette buluşalım. | Open Subtitles | لاقيني بعد ظهر اليوم عند الحدود في المركز التجاري عند المخرج |
| Sol akciğerin dış sınırında durdular. | Open Subtitles | يجب ان يتوقفوا عند الحدود الخارجيه للرئه اليسرى |
| Sınırda binlerce başka çocuk dede ve ninelerinden, kardeşlerinden veya yakınlarından alındı. | TED | وأخذ آلاف الآخرين من أجدادهم، إخوانهم أو أياً من أفراد عائلاتهم عند الحدود. |
| Sınırda cebimizde 70 Calon vardı. | Open Subtitles | عندما كنا عند الحدود كنا نملك 70 كولونز عملة معدنية |
| Ya orada önünü keseriz, veya Sınırda el sallarız. | Open Subtitles | إما نعبر من هناك، أو نلوح بالوداع عند الحدود |
| Ama maalesef Sınırda benimle buluşması gereken büyük Kral Cenred'in sarayında saklandığını görüyorum. | Open Subtitles | جاثماً في غرفته عندما كان ينبغي عليه ان يقابلني عند الحدود |
| Her şey yolunda gidecek dostum. Sınırda 1. şeritteki memurun gönlünü hoş ettim ben. | Open Subtitles | لقد رشوت الحارس بالحارة الأولى عند الحدود |
| Bir kaç ay önce Ruslar iki görevlimizi Sınırda esir aldı. | Open Subtitles | قبل بضعة أشهر أمسك الروس بإثنين من عملائنا عند الحدود,ستتم مبادلة زوتكين بهما |
| Sana söyledim, malına Sınırda el koydular. | Open Subtitles | لقد أخبرتك،ن لقد تمّ ضبط ضبط حمولتك عند الحدود |
| Pazar gününü seçiyorlar çünkü Sınırda yoğun bir gün, daha az arama olur. | Open Subtitles | السبب لاختيارهم يوم الأحد هو زحمة المرور عند الحدود تفتيشات أقل |
| Yolculuk fena değildi ama Sınırda bekleyiş, işlemler filan epey yordu. | Open Subtitles | القياده لهنا لم تكن سيئه, لكن الأنتظار عند الحدود العبور من الجمارك كان كابوساً |
| Eğer aracında bunlardan varsa Sınırda kendini birçok dertten kurtarabilirsin. | Open Subtitles | ستوفّر لنفسك الكثير من المتاعب عند الحدود إذا ألصقت واحدة من هذه على مركبتك |
| Meksika Federal Polisi sizinle Sınırda buluşacak ve burada bulunan adliyeye kadar size eşlik edecek. | Open Subtitles | الشرطة الفيدرالية المكسيكية ستلتقي بكم عند الحدود و ستسير معكم الى غاية مبنى المحكمة، الواقع هنا. |
| 22 Temmuz gecesi Sınırdaki cinayet konusunda herhangi bir yorum yapmak ister misiniz? | Open Subtitles | أو هل تريد التعليق على الجريمة التي حصلت عند الحدود في ليلة الـ 22 من تموز |
| 22 Temmuz gecesi Sınırdaki cinayet konusunda herhangi bir yorum yapmak ister misiniz? | Open Subtitles | أو هل تريد التعليق على الجريمة التي حصلت عند الحدود في ليلة الـ 22 من تموز |
| Pakistan sınırında bir mülteci kampına gidecek gönüllüler aranıyordu. | Open Subtitles | طالباً متطوعين لأجل مخيم لاجئين عند الحدود الباكستانية. |
| Annenle öğlen Cezayir sınırında buluşacağız. | Open Subtitles | سنقابل أمك عند الحدود الجزائرية في الظهيرة |
| Sınırdayken, öyle değil mi? | Open Subtitles | عند الحدود ، صحيح؟ |
| Öncelikle, Kanadalılar seni sınırdan geri çevirirler. | Open Subtitles | , حسناً , أولاً الكنديون سيسلمونك عند الحدود |