| Aslında onların yerine Orlando'dan vinç getiriyorlar bu yüzden öğlen işe döneceğim. | Open Subtitles | حقيقة , سيجلبون رافعاتٍ بديلة من أورلاندو لذا سأعود للعمل عند الظهيرة |
| İşlerini yoluna koy, cancağızım. Çünkü öğlen vakti gemimde düello edeceğiz. | Open Subtitles | استعدّ لملاقاة مصيرك يا عزيزي في مبارزة عند الظهيرة على سفينتي |
| 21 yaşında iken, arkadaşım ile birlikte bir Öğleden sonra yolda yürürken adamın birisi pantolonunu aşağı indirdi ve önümüzde mastürbasyon yapmaya başladı. | TED | وعندما كان عمري 21، بينما كنت أتمشى مع صديقتي على الطريق عند الظهيرة قام رجل بإنزال بنطاله و الاستنماء أمامنا. |
| Bu Öğleden sonra yatılı kalıp çocuk bakabilecek bir bayan ararım. | Open Subtitles | سأتصل عند الظهيرة لأبحث عن عاملة منزلية. |
| Bölge amiri öğlene kadar burada olacak ve sebebini açıklayacak. | Open Subtitles | احضري القائد المسئول عن هذه المنطقة عند الظهيرة ليشرح السبب |
| Şimdi A gezegeni Öğle vakti aynı yerde ve aynı zamanda. | Open Subtitles | و الكوكب الأول عند الظهيرة هو نفس المكان و نفس الزمان |
| - Eğer senin yerini almak üzere orada olmazsa, öğlen seni öldürecekti. | Open Subtitles | كنت ستموتين عند الظهيرة إذا لم يكن سيأتي |
| 11.00'de sanırım. öğlen civarı müşteri almaya başlarım. | Open Subtitles | في الحادية عشرة على ما أظن سأستقبل الزبائن عند الظهيرة |
| Sadece yarın öğlen gibi daireye uğrayacağımı söyler misin? | Open Subtitles | أخبريه فحسب أنى سأذهب للشقة غدا عند الظهيرة ،فهمتى؟ |
| öğlen burada olması gerekiyordu, Ulaşmaya çalıştım, ama cevap vermedi. | Open Subtitles | يُفترض بها الحضور عند الظهيرة, وحاولتُ الإتصال بها, إلا أنّي لم أتلقّى رداً. |
| Birliğin ilk bankasında öğlen bir toplantısı var, yeşil ile işaretlenmiş. | Open Subtitles | لديه إجتماع في البنك عند الظهيرة محدد بالاخضر |
| Sorun şu ki Yargıcın karşısına öğlen çıkıyor. Dinliyor musun? | Open Subtitles | ولكن المشكلة أنه سيمتثل أمام القاضي عند الظهيرة هل تنصت لي؟ |
| Öğleden sonra gidip birkaç ucuz eşya satın alacağım. | Open Subtitles | أنا سأأخذ بعض من الاشياء الرخيصة عند الظهيرة |
| Muhtemelen bu akşam meşgulsündür ama yine de Öğleden sonra bir kahve içebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | أعرف أنك مشغول الليلة ولكن ربما يمكننا أن نشرب القهوة سويا عند الظهيرة |
| Erken gelmeni bekliyordum. Öğleden sonra demiştin. | Open Subtitles | توقعتك قبل ذلك قلت في رسالتك انك سأتي عند الظهيرة |
| - Rodney ve ben anakarada balık avlamaya gidiyoruz, bu Öğleden sonra. | Open Subtitles | رودنى وانا سنذهب لصيد الاسماك فى الارض الرئيسية عند الظهيرة. |
| Ve öğlene kadar, neden gerçekleştiğini... hala bulamamış olursam çok şaşıracağım. | Open Subtitles | وسأكون مندهشا اذا عند الظهيرة لم استطع ان اعطيك تفسيرا لها كلها. |
| Evet, öğlene kadar gelirim demiştim. | Open Subtitles | أعلم أنني قلت أنني سأكون هناك عند الظهيرة |
| O gün, tüm atlılar ve arabalar Öğle vakti kırda toplanırlar. | Open Subtitles | في اليوم نفسه ,كل الركاب و العربات يلتقون عند التلة عند الظهيرة |
| Komşum, harika bir kadındır. Dükkanı Öğleyin açar. | Open Subtitles | إنها جارتي وهي امرأة طيبة تفتح عند الظهيرة |