| Ya da bu noktada ilgilenmek için çok mu çaresizsin? | Open Subtitles | أم أنك يائسة جدا عند هذه النقطة لتبدي اهتماماً ؟ |
| bu noktada, yaşam desteğini yeniden başlatacağım ve iniş protokolünün yönetimini ele alacağım. | Open Subtitles | عند هذه النقطة أنا أعيد تشغيل دعم الحياة والسماح لبروتوكول الهبوط بتولي المسؤولية |
| bu noktada tam 180 dakika geçti ve profesörün, yolculuğunun yarısında 90 kilolitre yakıtı kalmıştı. | TED | عند هذه النقطة إنقضي 180 دقيقة والبروفيسور في منتصف رحلته ب90 كيلولتر وقود متبقية. |
| Ama O noktada olan şey beni kesinlikle mest etti. | TED | ولكن أدهشني ما حدث عند هذه النقطة من التحول وللغاية. |
| Böylece ben de kararımı veririm ve O noktada neyin ne olduğunu görürüz. | Open Subtitles | بهذا الشكل سأتمكن من اتخاذ القرار و و سنرى حينها أين نحن عند هذه النقطة. |
| Bu noktadan sonra iki adet mümkün nitelikte teorimiz var. | Open Subtitles | عند هذه النقطة لدينا نظريتين للعمل حول هذه القضية. |
| Ama Şu noktada, size bir avukata baş vurmanızı tavsiye ederim. | Open Subtitles | ولكن عند هذه النقطة لابد ان أنصحكم باستشارة محامي |
| Ve bu noktada farklı bir yanıt alıyorum. | TED | عند هذه النقطة لاحظت نوعاَ مختلفاَ من الإجابات. |
| İşte bu noktada muhtemelen çıldırmış olduğumu düşünüyorsunuz. | TED | بالوصول عند هذه النقطة ربما تظنون أنني مجنون. |
| Geçenlerde Abraham Lincoln'un çok müthiş bir sözüne denk geldim, bu noktada ondan bir alıntının hoşunuza gideceğini düşündüm, haklıyım değil mi? | TED | لقد قرأت مؤخرا اقتباس رائع من ابراهام لنكولن، الذي أظن أنكم ستسرون لإقتباسه عند هذه النقطة. |
| Sayın Yargıç, bence bu noktada görgü tanığının tanıklığının sorgulanacağını belirtebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نعلن عند هذه النقطة أن شهادة شهود العيان هي موضع شك |
| bu noktada ya gerçek bir hapishaneye gönderildi | Open Subtitles | الان عند هذه النقطة ..يتم نقله إلى السجن أو |
| bu noktada hayat desteğini artırmanın yollarına odaklanmalıyız. | Open Subtitles | عند هذه النقطة أوصي بالتركيز على طريقة لرفع دعم الحياة لأقصى حد |
| O noktada hangi tarafta olduğuna sen karar verirsin. | Open Subtitles | عند هذه النقطة, يجب عليك اختيار الأتجاه الذي انت عليه |
| O noktada çark ettiler, ...durup anlamaya başladılar, ve kabul etmek zorunda kaldılar, ...ne tanrının ne de tanrıların olmadığını. | Open Subtitles | لقد توقفوا عند هذه النقطة وتوجب عليهم أن يفهموا، وأن يقْبَلوا، بأنهلاوجودللإله. |
| O noktada, doğru şeyi yaptığıma inanıyordum. | Open Subtitles | لقد أعتقدتُ عند هذه النقطة إنني أقوم بالعمل الصواب. |
| Bu noktadan sonra hiçbir şey beni şaşırtmaz. | Open Subtitles | عند هذه النقطة لا شيء يُفاجئني |
| Şu noktada, anladığım kadarıyla hadlerini aşan bir şey söylemiş veya yapmışlar. | Open Subtitles | والآن عند هذه النقطة أنا أستنتج انهم قالو أو فعلو شئ تخطى الحدود |
| Şu noktada, programlamam başka bir döngü oluşturmama izin veriyor sadece. | Open Subtitles | عند هذه النقطة ، كل برمجتي تسمح لي بأن أبدأ دورة أخرى |
| Bayan Wade. Şu aşamada evet, görünüşe göre çocuklar tüm gece dışarda olacaklar | Open Subtitles | سيدة " ويد " عند هذه النقطة أجل يبدوا أنهم سيقضون الليلة |