| Binlerce iplikten oluşan bir suç ağının ortasındaki bir örümcek. | Open Subtitles | عنكبوت في منتصف الشبكة شبكة جنائية ذات الآلاف من الخيوط |
| Tuvalette, hayatı için çabalayan bir örümcek gibi. | Open Subtitles | هو مثل عنكبوت في المرحاض، يكافح من أجل النجاة |
| Yani banyoda bir örümcek görünce bir şey yapmamı istemiyorsun. | Open Subtitles | إذن، عندما تخبرينني أن هناك عنكبوت في الحمام فأنتي لا تردين أن أفعل أي شيء |
| Dostum, camın dışında bir örümcek görüyorum. | Open Subtitles | يا اصدقائي، هناك عنكبوت في خارج هذه النافذه هنا |
| Banyonda araba büyüklüğünde bir örümcek var. | Open Subtitles | هنالك عنكبوت في حمامك بحجم سيارة بويك |
| Oh tanrım, yoga hasırımda bir örümcek yuvası var. | Open Subtitles | ياإلهى , هنالك عش عنكبوت في بساطي |
| Bahçemizde bir örümcek var. | Open Subtitles | عنكبوت في الحديقة. |