| Sana adresimi veririm. Benimle New York'ta temasa geçersin. | Open Subtitles | لكنى سوف أعطيك عنوانى فى نيويورك يمكنك ان تتصل بى |
| Yazarım. Sende yaz. adresimi gönderirim. | Open Subtitles | سأفعل و انت ايضا سأرسل لكى عنوانى لا تقفز على المقاعد روجر |
| Geçen yıl söz vermiştim ama, adresimi yine gönderemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | اكرر اسفى لانى لا استطيع ان ارسل لكم عنوانى. كما وعدتكم اخر مرة. |
| Ama yanlış şeylerden hoşlandığım için şanslısın. İşte adresim. | Open Subtitles | و من حسن حظك أننى أحب الخطأ ، هاك عنوانى |
| adresim mektupta yazılı, istersen bana yazabilirsin. | Open Subtitles | عنوانى على هذا الخطاب ، لذا فلتراسلينى إذا كنتى تريدين ذلك |
| Aynı gün, küçük bir kartpostal adresime gönderildi, içinde çok büyük ve parlak inciler bulunuyordu. | Open Subtitles | فى زاويه الاعلانات . فى نفس اليوم جائنى عبر البريد صندوق كرتونى صغير يحمل عنوانى |
| Geçen yıl söz vermiştim ama, adresimi yine gönderemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | اكرر اسفى لانى لا استطيع ان ارسل لكم عنوانى. كما وعدتكم اخر مرة. |
| Bayan Cecil Forrester'ın ailesine mürebbiye kontenjanından girdim ve onun tavsiyesi üzerine adresimi reklam sütununda yayınladım. | Open Subtitles | عند عائله السيده سيسل فورستر كمربيه اطفال و بناء على نصيحتها فقد نشرت عنوانى |
| Polis, adımı ve adresimi Toots Sweet'in elinde bulmuş. | Open Subtitles | البوليس وجد إسمى و عنوانى فى يد توت سويت |
| Benny? Ona adresimi verdim. Meyve Bahçesi Sokak No: 53. | Open Subtitles | انا لا اعرف اعطيها عنوانى 53 شارع الحديقة |
| Lütfen, adresimi bırakabilir miyim? | Open Subtitles | أرجوك ، هل يمكننى أن أترك عنوانى ؟ |
| - Lütfen adresimi not edin. | Open Subtitles | من فضلك دونى عنوانى ـ حسنا يا سيدى |
| Bakın, size adresimi, cep telefonumu verdim. | Open Subtitles | انظر . لقد أعطيتك عنوانى و رقم هاتفى |
| Neden ofise gidip sekreterden adresimi istedin? | Open Subtitles | لماذا ذهبت الي المكتب وسألت عن عنوانى ? |
| Gidin, Bay McCord. Bu durumda beni tekrar görmek isteyebileğinizi düşünerek size adresimi vereceğim. | Open Subtitles | إذهب سيد "(ماكورد)", سأعطيك عنوانى فى حالة أردت رؤيتى ثانية. |
| Benim yeni adresim, belki bana gelip oyumu istemen gerekebilir. | Open Subtitles | عنوانى الجديد ربما تحتاجه عندما تأتى وتطلب منى التصويت |
| Yarın dükkânıma uğra. İşte adresim. | Open Subtitles | تعال وقابلنى غداً إليك عنوانى |
| Adresim: Steiner sokağı, 2640 numara. | Open Subtitles | عنوانى هو 2640 شارع (ستاينر) |
| Bu benim adresim. | Open Subtitles | هذا عنوانى |
| İşte adresim. | Open Subtitles | ها هو عنوانى |
| Bu benim adresim. | Open Subtitles | هذا هو عنوانى |
| adresime herhangi biri gelmiş olabilir. | Open Subtitles | اى شخص قد يأخذ تاكسى الى عنوانى, |