| En son birlikteyken beni çarpmaya çalıştığın .gerçeğinden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر حقيقة أن آخر مرة اجتمعنا قمتِ بسرقتي |
| Yani sizin dükkânınız. Şeyden hiç bahsetmiyorum bile... | Open Subtitles | انه على القافية ناهيك عن ذكر الواقع انك سحري |
| Ve cesaretinden ötürü, çocuklarında bahsetmiyorum bile, bu ödülü en iyi asker Shirley'e takdim ediyorum. | Open Subtitles | و تقديراً لشجاعتها، ناهيك عن ذكر أولادها، أنا هنا أقدم هذه الجائزة |
| Günlük hayatta partneri dışında herkese itaatkar davranan heteroseksüel bir erkek arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن ذكر غير شاذ غالبا هو الخاضع في حياته اليومية |
| Şüphelinin beyaz bir erkek olduğunu düşünüyoruz 30 ila 40 yaşları arasında fit genç kadınları minimum direnişle zapt edebilecek fiziksel güce sahip. | Open Subtitles | نظن اننا نبحث عن ذكر أبيض بين عمر 30 و 40 عاما و قوي بما يكفي ليخضع نسوة يافعات لائقات بدنيا بمقاومة ضعيفة |
| Vampirlerin, bizim sözcümüzün de bulunduğu bir yerde, tüm basının önünde insanlara saldırdığı sözde "Hoşgörü Festivali"nizden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيكم عن ذكر ما يسمونه ب"مهرجان التسامح" حيث هوجم البشر علي أيدي مصاصي دماء علي مرأي ومسمع وسائل الإعلام |
| Teyzesini öldürtmeye çalışmandan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر كونك قد حرضت على قتل خالته. |
| Ben de konu hakkında tamamen bilgilendirildiğimizi sanıyordum sınırsız giriş izninden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | و أنا ظننتنا نملك الصورة كاملة ناهيكَ عن ذكر صلاحية الدخول الكامل |
| Bu öncelikli savunmayı, yönetimin onaylandığından ve emredildiğinden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | لتبرير الخسائر في صفوف المدنيين ناهيك عن ذكر ان الدفاع عن النفس حق مكفول |
| Dünyadaki diğer 7 milyar insandan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيكِ عن ذكر بقية المليارات السبعة من البشر على هذا الكوكب |
| Dairenin anahtarından bahsetmiyorum bile, McGee. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر أنك لديك مفاتيح الشقة يا ماكجي |
| Daha intihara meyilli uşağımızdan bahsetmiyorum bile. Ne günlere kaldık. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر وجود خادم إنتحاري في العلية ما الذي وصلنا إليه؟ |
| Dünya çapında 17.000 ölü. Sayısız yaralılardan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | سبعة عشر ألف ضحية حول العالم، ناهيك عن ذكر الضحايا الغير محسوبة |
| Bu kedinin yaşayanlar arasında olduğundan bile bahsetmiyorum. | Open Subtitles | ناهيكِ عن ذكر أن هذا الشخص سيظل ضمن الأحياء |
| Hastamdaki enfeksiyonun solunum yolunun tıkanmasına neden olabileceğinden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيكم عن ذكر أنّ مريضي يعاني من عدوى تضعه في خطر بسبب إنسداد مجرى الهواء إن لم نجده في الحال |
| Müvekkilinizin idam tarihi belirlendikten hemen sonra bir tanık olduğunu hatırlamasından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر أن يوم تحديد تاريخ الإعدام هو اليوم الذي يوافق تذكر موكلهم المفاجئ للشاهدة أساساً |
| Karadeniz olayından bahsetmiyorum bile, şu Dabbur Zann'ın sizin kellenizi almaya çok yaklaştığı olay. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر حادثة البحر الأسود حيثُ قام الرجل بالتفوق عليكم يا رفاق |
| Güvenliği kıran kişi bir çeşit küçülme teknolojisine sahip yetişkin bir erkek. | Open Subtitles | مصدر الخرق عبارة عن ذكر بالغ والذي يملك نوعا من تقنية التقلص. |
| Ve bu dişi, buraya yumurtladıktan sonra, başka yumurta kabul ederek yuvası olan başka bir erkek bulmaya gidecek. | Open Subtitles | وتلك الأنثى، بعد أن باضت هنا سترحل الآن لتبحث عن ذكر آخر بعش جديد لترى ان كان سيقبل بيضة أخرى. |
| -beyaz bir erkek arıyoruz. -Hayır... | Open Subtitles | إننا نبحث عن ذكر أبيض سنه بين 25 و 35 يستعمل يده اليمنى |
| - Bu çok yüksek bir meblağ. - Beni aşikar olanı söylemeye zorlama. | Open Subtitles | إنه مبلغ كبير معذره لأنني تغاضيت عن ذكر ما هو واضح |