| İlişkimiz hakkında belki bir sonraki adıma geçebiliriz. | Open Subtitles | عن علاقتنا أيمكن أن نطورها للمرحلة التالية؟ |
| Biliyorum. İkimiz de alışmaya çalışıyoruz. Ayrıca ilişkimiz hakkında da konuşmalıyız. | Open Subtitles | علاقتنا معاً، وحالك الآن، علينا التكلم عن علاقتنا |
| Hatta ilişkimiz hakkında bile konuşmayız. | Open Subtitles | حسناً ؟ لن تكونى مًضطرة للتحدث عن علاقتنا |
| Karşına geçip gülmek istiyorum, böylece... neyin uğruna ilişkimizi bitirdiğini farkettini görmek için! | Open Subtitles | فقط لتدرك ,ان ذلك ما تخليت من أجله عن علاقتنا |
| İlişkimizle ilgili siyah erkeklerden devamlı laf dinliyorum. | Open Subtitles | لاتفعلين هذا أنا لأحب مايقولنة الناس عن علاقتنا |
| Üzgünüm. Birlikte olmamızın onun için sorun olmayacağını sanıyordum. | Open Subtitles | آسفة , ظننته راضيًا عن علاقتنا |
| Eğer Daniel'i yeniden başlayan ilişkimiz hakkında bir şekilde uyarmaya çalışırsan oğlun bu denklikten sonsuza dek kaldırılır. | Open Subtitles | لو علمت دانيال بأي حاجة عن علاقتنا راح نطير ولدك نهائيا |
| Ama ilişkimiz hakkında önemli bir şey öğrendik, TV'ye çıkmasaydık asla öğrenemezdik. | Open Subtitles | الأهم من ذلك هو أنَّنا تعلمنا شيئاً عن علاقتنا, والذي لم يكن لنا أن نتعلمه إن لم نظهر على التلفزيون |
| Geçen gece parktayken ilişkimiz hakkında bir şeyler söyledin beni biraz hazırlıksız yakaladı. | Open Subtitles | عندما كنّا بالحديقة بهذه الليلة قلت شيئًا عن علاقتنا جعلني أندهش للحظة |
| İlişkimiz hakkında çok sert şeyler yazmışsın. | Open Subtitles | انت قلت اشياء جدا حقيرة عن علاقتنا |
| İlişkimiz hakkında tek bir şey bildiğin yok. | Open Subtitles | أنت لا تعلم أيّ شئ عن علاقتنا. |
| İlişkimiz hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لأتحدث عن علاقتنا وحسب |
| Benimle konuşmak istiyor. Bizim hakkımızda. İlişkimiz hakkında. | Open Subtitles | هي ترغب بالتحدث معي عنا، عن علاقتنا |
| Sanırım ilişkimiz hakkında konuşmamız gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه علينا أن نتحدث عن علاقتنا |
| Dharma, Greg o zamanlar ilişkimiz hakkında konuşmak istememişti. | Open Subtitles | (دارما)، إن (غريغ) لم يرد أن يتحدث عن علاقتنا في حينها |
| Hey, eğer bu işe bulaşırsam, karım ilişkimizi öğrenir ve bu ilişkiyi bitirmek zorunda kalırız. | Open Subtitles | اذا ذهبتُ إلى هناك, بعدها، ستعرف زوجتى عن علاقتنا, وبعد ذلك، ستنتهى علاقتُنَا، وأنا لا أريد لذلك أن يحدُث |
| Bu gece yemekte kardeşine ve dünyaya ilişkimizi duyuracağız. | Open Subtitles | الليلة على العشاء،أنت و أنا سنخبرشقيقتك و العالم أجمع عن علاقتنا. |
| Doğru ya, belki de ilişkimizi söyleyip işimi tehlikeye atmadan önce tartışmalıydık. | Open Subtitles | أجل، كان يجدر بنا مناقشة هذا الموضوع قبل أن نعلن عن علاقتنا ونعرّض وظيفتي للخطر |
| İlişkimizle ilgili konuşmaya hiç gerek duymadım. | Open Subtitles | لم يجدر بي ان اتحدث عن علاقتنا في تمثيلي |
| Üzgünüm. Birlikte olmamızın onun için sorun olmayacağını sanıyordum. | Open Subtitles | آسفة، ظننته راضيًا عن علاقتنا. |
| Lütfen ilişkimizde de pes etme. | Open Subtitles | لذا أرجوك، لا تتخلى عن علاقتنا |