"عن قرب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yakından
        
    • yakın
        
    • dikkatli
        
    Ve size bu araçlardan birinin yakından nasıl göründüğünü göstermek istiyorum. TED و أود أن أريكم كيف تبدو أحد هذه المركبات عن قرب.
    Gözleri iyi görmüyor da, Bn. Lee'ye yakından bakmak istiyor. İzin verildi. Open Subtitles السيد برتشارد لا يرى جيدا و يود رؤية السيدة لي عن قرب
    Buradan bağlıymış gibi görünüyor. Ama biraz daha yakından bakacağım. Open Subtitles من هنا يبدو حذائي مربوطاً لكنني سآخذ نظرة عن قرب
    Fakat, onları çok yakından inceleyebildiğimizi düşünün, mesela bir karıncanın gözünden bakar gibi. Open Subtitles نهاية هذه الكابلات عن قرب, مثلاً من وجهة نظر نملة. الأن بُالعد ثانى
    Frank, gömülmeden önce göğsüne yakın mesafeden bir mermi yemiş. Open Subtitles تلقى فرانك رصاصة في صدره عن قرب قبل أن يدفن
    Kadın vücudunu hiç bu kadar yakından ve detaylı görmemiştim. Open Subtitles لم أر مسبقاً الجزء النسائى عن قرب وبهذا التفصيل الدقيق
    Görebilmek için Işınlanan Adam esnasında iyice yakından bakmam gerekti. Open Subtitles لأنك تخفي هذين لم ألحظهما إلا عن قرب في الخدعة
    Çünkü üzerinde "Bikini Müfettişi" yazıyor. Endişelenme, o kadar yakından bakmaz tamam mı? Open Subtitles لا تقلق , لن تنظر إليها عن قرب قد لا تراها من الأساس
    Bu kadar yakından neye bakarsan bak iğrenç kusurları ortaya çıkar. Open Subtitles عندما تنظر لكل شيء عن قرب فستكتشف أنه مليء بالعيوب القبيحة
    Onu her geceyarısı bir arabaya binerken görmüş ve yakından takip etmiş. Open Subtitles رآه يصعد سيارة غريبة كل ليلة في منتصف الليل وتبعه عن قرب
    Çay tepsisi. Bakabilir miyim? Sanırım insanlar daha yakından görmek ister. Open Subtitles هل تمانعين, لأنني لا أعتقد بان الناس شاهدوا هذه عن قرب
    Ve bir göktaşına yakından baktığınızda bir çeşit eğri fıstığa benzer. Open Subtitles وعندما تنظرون عن قرب لكويكب فيبدو أشبه بالفول السوداني غير المنتظم
    Ama eğer yakından bakarsan yeniden takma konusunda iyi iş başardığını görebilirsin. Open Subtitles ولكن بلى، ان نظرت عن قرب فقد قام بعمل جيد بإعادة توصيلها
    Ama kimse onunla o ışıklar altında benim kadar yakından çalışmıyor. Open Subtitles لكن لا أحد يعمل تحت الأضواء و عن قرب مسافة مثلي
    Bill'in çiftliğine bazen gönüllü olarak gidiyorum, bu sayede yediğim etin nereden geldiğini yakından kendi gözlerimle görebiliyorum. TED وفي بعض الاحيان اذهب الى مزرعة بيل .. واتطوع لكي استطيع ان اطلع وان اشاهد عن قرب كيف تصنع اللحوم التي تصل الى مائدتنا
    Bunu cevaplamak için bir örümceğin lif memeciğine çok daha yakından bakmalıyız. TED للإجابة على هذا, يجب ان تنظر عن قرب اكثر على منطقة عضو الغزل في العنكبوت.
    Bir dahaki sefere bir örümcek ağı gördüğünüzde lütfen durun ve daha yakından bakın. TED في المرة القادمة التي تشاهدون فيها شبكة العنكبوت ارجوكم توقفوا وانظروا عن قرب اكثر
    Bu artık birkaç insanın sizi yakından sevmesi ve bu insanların yeterli olmasıyla ilgili. TED إنها عن عدد قليل من الناس يحبونك عن قرب وحول هؤلاء الناس كونهم يكفونك بالدعم.
    Bunu oldukça iyi anlayabiliyorum. Saçmayla dolu bir af tüfeğiyle yakın mesafeli ateş. Open Subtitles . أنا أتفهم ذلك تماماً بندقية صيّد مليئة بالرصاص ، عن قرب
    Ve sen, çok güzel yavaşca zoomla, dalgaya hafif yakın çekimden başla, geniş açı alırken tüm çekimi göster. Open Subtitles بدءا من المتوسطة عن قرب على الديك. ومن ثم توسيع من إلى إنشاء طلقة.
    Bu onun masum olduğunu göstermez, sadece bu tip davaları daha dikkatli incelememiz gerektiğini gösterir. TED هذا لا يعني أنه بريء، بل يعني أنه علينا أن ننظر عن قرب على هذه القضايا،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more