| Bununla beraber dağda bir mağara olduğuna dair efsaneler mevcuttu. | TED | ومع ذلك، كانت تحوم بعض الأساطير عن وجود كهف على الجبل. |
| Yaratıkların ormanlıkta olduğuna dair söylentiler oldu. | Open Subtitles | كانت هنالك إشاعات عن وجود مخلوقات في هذه الغابة. |
| Asiler arasında çalışan Amerikalı bir doktorun olduğuna dair söylentiler varmış. | Open Subtitles | لقد كان هناك شائعات عن وجود طبيب أمريكي يعمل لحساب المتمردين ضد إرادته |
| Amerikan kıyılarının 150 km. ötesinde Sovyetlere ait nükleer saldırı füzeleri... bulunduğunu bildirdi. | Open Subtitles | بعد الإعلان عن وجود الصواريخ النووية السوفياتية الهجومية على بعد تسعون ميلا قبالة الشواطئ الأمريكية |
| Telefonda ev ofisi olarak kullanabileceğimiz bir çalışma odası bulunduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد قلت شيء في التليفون عن وجود مكان استطيع استخدامه كـ مكتب منزلي؟ |
| Tabii zehirle kirletilmediği zaman. | Open Subtitles | إن تغاضينا عن وجود السمّ. |
| Tabii zehirle kirletilmediği zaman. | Open Subtitles | إن تغاضينا عن وجود السمّ. |
| Dedikodu olduğuna dair bir dedikodu çıkmıştı ama toptan yalanmış meğer. | Open Subtitles | هناك اشاعاتٌ عن وجود اشاعات. و لكنها مجرد تفاهات |
| İlişkiniz olduğuna dair dolaylı deliller etse etse birkaç yüz bin dolar eder. | Open Subtitles | لست إلا مجرد عشيقة ولا تملكين سوى أدلة فرضية عن وجود علاقة بينك وبين الكاهن. |
| Okulumuzda bir kız olduğuna dair olan söylentiyi biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم بان هناك اشاعة عن وجود فتاة في مدرستنا |
| Zindanların altında bir oda olduğuna dair dedikodular duymuştum. | Open Subtitles | تناهَت لمسامعي أقاويل عن وجود حجرة أسفل الزنازن. |
| Güvende olmanın bir yolu olduğuna dair bu fikrin... | Open Subtitles | هذه الفكرة التي لديك عن وجود سبيل لنكون بأمان |
| Adli tabibin bürosundan telefon geldi. Evde ceset olduğuna dair bir ihbar varmış. | Open Subtitles | {\pos(195,240)} وردنا إتصال من مكتب الطبيب الشرعي بشأن بلاغ عن وجود جثّة بالمنزل |
| ÖIü bir adamın cesedinin bulunduğunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أذكر أني سمعت شيئاً عن وجود جثة لرجل |
| Ölü bir adamın cesedinin bulunduğunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكّر أنني سمعت أي شيئ تقريبًا عن وجود لأيّ جثّة لرجل . |
| Helikopter Bir, Presidio Parkı'nda bir ceset bulunduğunu öğrendik. | Open Subtitles | إلى المروحية الأولى، لدينا بلاغ عن وجود جثة في متنزّه (بريزيديو) |