| Onu karar verirken duygusal davranmayacak şekilde büyüttüm sen şu anda duygusal davranıyorsun. | Open Subtitles | لقد ربيتها على ان لا تسمح أبدا عواطفها تحجب بصيرتها وهو ما تقوم به انت في هذه اللحظة |
| Emily'nin görünüşündeki yaşı ne olursa olsun, duygusal gelişimi... | Open Subtitles | لا يهم ما العمر الذي تظهر به إيميلي فتطور عواطفها |
| Ya da Bayan Ferrars'dan kardeşim Robert'a olan yeni duygularını bildirmiş. | Open Subtitles | أو السيدة فيرارز يجب أن أقول تشرح فيها لي إنتقال عواطفها إلى أخي روبرت |
| Marta duygularını, ilmeklediği örnekten ayıramadığı için bu durumda. | Open Subtitles | مارتا في هذا الوضع لانها لم تتمكن من فصل عواطفها عن العينه التي غرزت بداخلها |
| Her hareketini ana duyguları yönetecektir. | Open Subtitles | عواطفها الأولية سوف تتحكم في كل حركة تقوم بها |
| Şu anda duyguları üstünde böyle bir kararı verebilecek kadar kontrolü olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن لديها تحكماً في عواطفها حالياً لتقوم بصنع هذا النوع من القرار |
| Duygularının işine karışmasına izin mi verdi? | Open Subtitles | تغلبت عواطفها عليها؟ |
| Süper gücüne rağmen duygusal olarak savunmasız. | Open Subtitles | بالرغم من قدراتها الخارقة، لم تستطع مقاومة عواطفها |
| Şüphelendiği gibi duygusal alt programlarıyla ilgili kişilik matris bozukluğu var. | Open Subtitles | كما شكّتْ، فثمة عطب في مصفوفة شخصيّتها متصل بإجراءات عواطفها. |
| Olaylar karşısında aşırı duygusal davranırlar. | Open Subtitles | عواطفها تجعلها بعيدة عن المنطق |
| duygularını göstermiyor, ...geçmişte olan bir şeylerden bahsediyor bu olay kalbinin dış dünyaya yaklaşmasına sebep olmuş. | Open Subtitles | كونها لا تظهر أيا من عواطفها ... هذا يعني أن هنالك شيء حدث في ماضيها سبب لها عقدة من العالم الخارجي ... |
| Belki da fazla iyimserim. Onun duygularını paylaşıyorum. | Open Subtitles | ربما كنت متفائلا وأردت تأجيج عواطفها |
| Onun hatası değildi. Margaret iyi değildi. - duygularını kontrol edemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن خطأها , "مارجريت" لم تكن بخير , لم تستطع أن تسيطر على عواطفها. |
| Trick bedenlerimizin kendi duygularını koruduğunu söyledin. | Open Subtitles | تريك) قال ان اجسادنا) تحتفظ باثر عواطفها الاصلية |
| Çünkü duygularını kontrol edemiyor. Bunu halka anlatmakla tehdit eder. | Open Subtitles | -لأنها لا تستطيع أن تسيطر على عواطفها , تهدد بالذهاب للعامة بذلك . |
| Ama duyguları aynı zamanda zayıflığı. | Open Subtitles | أن عواطفها هي أيضا نقطة ضعفها |