| Sanki birdenbire aydınlanma yaşamış gibi sorununu çözmüştü. | Open Subtitles | و هو في النهاية تعامل مع مشاكله كما يحدث في عيد الغطاس |
| Sanki birdenbire aydınlanma yaşamış gibi sorununu çözmüştü. | Open Subtitles | و هو في النهاية تعامل مع مشاكله كما يحدث في عيد الغطاس |
| aydınlanma, gerçekten fark etmen gereken bir şeyi fark etmene denir. | Open Subtitles | عيد الغطاس هو عندما تدرك شيء أنك بحاجة إلى ادراكه |
| Hırsızlıkların olduğu gece Epifani arifesiydi. | Open Subtitles | وليلة تلك الاقتحامات كانت ليلة عيد الغطاس |
| Evet, Epifani'nin bir parçasıydı. | Open Subtitles | نعم , لقد كانت جزءاً من عيد الغطاس |
| Müzikle ve tüm bunlarla harmanlandı ve sonra, vahiy indi! | Open Subtitles | مع الموسيقى و كل شيئ إندمجو سوية وبعد ذلك في عيد الغطاس رأيت ضوءاً |
| Bak bir aydınlanma yaşadım, ve haklıydın. | Open Subtitles | .إنظر , لقد كان لديّ عيد الغطاس , وإنك كنتُ محق , حسنٌ ؟ |
| Ama yarı yolda bir yerlerde aydınlanma yaşadı. | Open Subtitles | لكن في مكان ما أثناء طريقه كان لديه عيد الغطاس |
| - Dinle, bir aydınlanma içindeyim. | Open Subtitles | -إسمع, لدى عيد الغطاس -ليس بصحيح |
| - George, bir aydınlanma yaşadım. | Open Subtitles | جورج لقد كان عيد الغطاس |
| Pazar günü bir aydınlanma günü olacak. | Open Subtitles | يوم الاحد هو عيد الغطاس |
| Müzikle ve tüm bunlarla harmanlandı ve sonra, vahiy indi! | Open Subtitles | مع الموسيقى و كل شيئ . كل شيئ اندمج سوية . و ماذا بعد , عيد الغطاس ! |