| Tamam hatırladım, sana da bir ip uzatılacak o yüzden hayatını yaşa. | Open Subtitles | صحيح ، حبل سيسقط لكِ من أعلى أيضاً لذا عيشي حياتك بإبتسامة |
| Bağırma da nerede yaşarsan yaşa! | Open Subtitles | عيشي أين ما تريدين ، ولكن توقفي عن هذا الضجيج |
| Biraz hayatını yaşa. Saçını daha güzelleştirir. | Open Subtitles | اوه , انطلقي , عيشي قليلا اجعلي شعرك يبدو أفضل |
| Ben bir çocuk hastalıkları uzmanıyım, aynı zamanda da bir anestezi doktoruyum, yani hayatımı çocukları uyutarak kazanıyorum. | TED | أنا طبيب أطفال وطبيب تخدير اي اقوم بتنويم الاطفال لكسب عيشي |
| Ben de yaşamak için kıyafetlere çizim yapmaya başladım. | TED | لذلك بدأت بالرسم على الملابس لأؤمن عيشي. |
| Burada oturmak istemiyorsan, sokakta yaşa. | Open Subtitles | إذا أنتِ لا تريدي العيش هنا، عيشي في الشارع |
| yaşa ve yaşat. Bu arada, sana daha kaç defa söylemem lazım? | Open Subtitles | عيشي ودعيه يعيش ,كم من المرات علي ان اخبرك هذا ؟ |
| Benim için yaşa yoksa her şeyi bir hiç uğruna yapmış olacağım. | Open Subtitles | عيشي من أجلي و إلا كان أي شيئ فعلته، بلا جدوى |
| Dolu bir hayat yaşa Sam. Seçtiğin hayatı. | Open Subtitles | عيشي حياة جميلة, سام.الحياة التي اخترتها |
| Uslu dur ve hayatını yaşa savaşma artık. | Open Subtitles | لا تفعلي شيئاً، عيشي حياتكِ توقفي عن النضالِ |
| Bırak toprakta kalsın git gencecik hayatını yaşa, o küçük filmlerini çek ve ölüm hakkında düşünme. | Open Subtitles | أتركي همها معها تحت الأرض عيشي شبابكِ, و أصنعي أفلامكِ الصغيرة, و أنسي أمر الوفاة |
| Sen işini yap, hayatını yaşa ve her şeyin kendiliğinden çözülmesine fırsat ver. | Open Subtitles | فقط أدي واجبك و عيشي حياتك وأعطي كل شيء فرصة ليرتب نفسه |
| Sana hangi yalanları söylerse söylesin,.. ...babanın hediyesini kabul et ve yaşa! | Open Subtitles | أياً تكن الأكاذيب التي حاكها لك إقبلي هديت والدك , عيشي |
| Ölünce, dünyanın ağlıyor böylece hayatını yaşa. | Open Subtitles | عيشي حياتكي بحيث عندما تموتين، سيبكي العالم |
| Merhaba. Adım Jarret Krosoczka. hayatımı kazanmak için çocuklar için kitaplar yazıyor ve resimliyorum. | TED | مرحباً، إسمي جاريت كريزوسكا و أنا أكتب و أشرح الكتب للأطفال لكسب عيشي. |
| Daha fazla öğrendikçe hayatımı daha fazla değiştirmeye başladım. | TED | وكلما تعلمت أكثر، كلما بدأت تغيير طريقة عيشي. |
| Evet, bir sınava hazırlanıyorum ama yaşamak için çalışmak zorundayım. | Open Subtitles | نعم، أنا استعد لإمتحان ولكنني مضطر على العمل لأكسب لقمة عيشي |
| Eğer benim gibiyseniz -- bu manzara ailem ve benim burada yaşama nedenimiz. | TED | إذا أنتم مثلي فهذه المناظر الطبيعية هي سبب عيشي وعائلتي هنا |
| Neden herkes yaşam biçimime karışmak istiyor? | Open Subtitles | لماذا يريد الجميع أن يملي عليّ طريقة عيشي لحياتي؟ |
| Mesleğimi öğrendiğinde büyük sürpriz yaşayacaksın. | Open Subtitles | حسناً، إنّك سوف تندهش عندما تعرف ما الذي أفعله لكسب لقمة عيشي. |
| Lütfen öğrencin olmamı kabul et. | Open Subtitles | أَنا مُرهقُ في أغلب الأحيان. انا لا استطيع حتى كسب عيشي |
| Önceden medyum numarası yaparak güzel bir hayat yaşıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أكسب عيشي بالإدّعاء بأنني وسيط روحي |
| Benim yaşadığım yerde, sonu olmayan kötü bir insanım ve sırf o yüzden buradayım. | Open Subtitles | مكان عيشي, أنا فتى سيء الذاهب للمجهول وهذا السبب الوحيد لوجودي هنا |
| Sana dürüst olmak zorundayım, çünkü öyle yaşamam gerekiyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي إعطائك الصدق لأن هذه هي طريقة عيشي بالحقيقه |
| Sarfettiğin sözler geçimimi sağlamak için yaptığım işi özetliyor aslında. | Open Subtitles | أنت تأتي في صنف الذين أحصل على لقمة عيشي منهم |
| - Beni buraya çektiniz çünkü boktan bir yerde yaşıyorum, belki iyi emmeyebilirim ama iyi sakso çekerim.* | Open Subtitles | مباشره بعد ظهورك في برنامجها انتم تحتجزونني هنا بسبب عيشي بالقرب من حي سيء و ربما انا لست بذلك الذكاء لكن لدي عقل |