| Çete avukatının oğlu olarak mimlenmiş bir hayat kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من السهل عيش حياة يتم وصفكَ فيها بإبن محامي العصابة |
| Aynı şeyleri yaşamaktan bıktım. İkimizin aynı doğrultuda hareket ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد سئمتُ من عيش حياة مُتماثلة .أفكّر فيها أننا نسير في الإتجاه نفسه |
| Boş bir hayat yaşa... Servetini sayarak... | Open Subtitles | عيش حياة الرخاء في حساب كُل كنزك |
| O kölelerin, atalarımın tarlalarını sürerek geçirecekleri uzun bir hayatı olabilirdi. | Open Subtitles | أمكن لهؤلاء العبيد عيش حياة طويلة ومرضية في جزّ مروج أسلافي |
| Temiz bir hayat yaşamak isteyen adam gelmiş soygunların en büyüğüne katılıyor. | Open Subtitles | رجل يريد عيش حياة نظيفة هنا انت تسجل لأكبر سرقة في المجمل |
| Onun normal bir hayat yaşamaya uygun olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه غير قادر على عيش حياة طبيعية |
| Geçmişimin etrafında parmak uçlarımda yürümeyi bırakmanın zamanı geldi; aşağılık bir hayat yaşamayı bırakmanın zamanı geldi; ve kendi hikayemi geri almanın zamanı geldi. | TED | الوقت كي أوقف التسكع حول ماضي الوقت لوقف عيش حياة الإزدراء. و كذلك لإسترداد حكايتي. |
| Normal bir hayat yaşayabileceğime 18 yıl boyunca beni inandırdın. | Open Subtitles | طوال 18 سنة، جعلتني أصدق أنني أستطيع عيش حياة طبيعية. |
| Sıradan bir hayat sürdürebileceğine hâlâ inandığın için böyle düşünüyorsun. | Open Subtitles | هذا لأنّك لا تزال تؤمن أنّه باستطاعتك عيش حياة اعتياديّة |
| Yalanlarla yaşamaktan bıktım. Sen bıkmadın mı? | Open Subtitles | لقد سئمت من عيش حياة وهمية ألم تسأم؟ |
| Güzel bir hayat yaşamaktan mı? | Open Subtitles | من عيش حياة لطيفة؟ |
| Hayatımı kilitli bir şekilde yaşamaktan bıktım. | Open Subtitles | أنا تعبت من عيش حياة مغلقة |
| Boş bir hayat yaşa... Servetini sayarak... | Open Subtitles | عيش حياة الرخاء في حساب كُل كنزك |
| Gidip normal, sakin bir hayat yaşa Dean. | Open Subtitles | عليكَ عيش حياة طبيعية و مثالية يا (دين) |
| Senin gibilerle sakin bir hayatı paylaşmaktansa... onunla birkaç çarpıcı an geçirmek daha iyidir. | Open Subtitles | أُفضل أن أعيش لحظات قليلة شديدة العاطفية معه بدلاً من أن أتشارك عيش حياة مريحة كحياتك |
| - Sanmıştım ki insan dürüst bir hayatı yaşamayı deneyebilir dürüst olarak. | Open Subtitles | وستستعيدين عملك - ..اعتقدت أن - الناس الذين يحاولون عيش حياة شريفة سيكونون شرفاء |
| Anlamlı bir hayat yaşamak için, ölüp, geri gelmememiz gerekiyor. | Open Subtitles | يجبأنتنتهى. لأجل عيش حياة ذات معنى يجب أن نموت ولا نعود |
| Baban ve ben önemli bir hayat yaşamak konusunda bir karar vermiştik. | Open Subtitles | اتخذنا أنا ووالدكِ خيار عيش حياة كبيرة الشأن |
| Sessiz ve normal bir hayat yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول عيش حياة هادئة و عادية |
| Normal bir hayat yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول عيش حياة طبيعية، |
| Sanırım bu normal bir hayat yaşamayı zorlaştırıyordur. | Open Subtitles | مما يجعل عيش حياة طبيعية أمراً صعباً، حسب ظني |